Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

3 Mayıs 2024 Cuma
23:55
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 3692) AND (m.USTID = 50)
Ayhan Fırıldak
Ismarlama kadro ve yanıltma hakkı!
Yanıltmak bir hak mıdır? Ne biçim soru demeyin! Yanıltıcı duyuru yaptığı için dava edilen rektör, yanıltılanların temsilcisi olanların dava açma hakkı olmadığını söyleyince bu soru geliyor akla. Demek ki yanıltma hakkı var, buna itiraz hakkı yok!!!
27.7.2011 01:13:36

Ankara Tabip Odası ortaya çıkardı; yeni kurulan üniversitenin tıp fakültesi akademik kadrosuna “ısmarlama bilim insanları” atanmış. Konuya ilişkin bilgiler haber sayfalarımızda var.
Üniversite rektörlüğü, alınacak akademisyenlerde aranan şartları içeren duyuru yaptıktan sonra, konuya ilgi duyan bilim insanları bir de bakıyorlar ki, bu tanımlamalara uygun 32 kişi var. O kadrolara girebilecek çok kişi var, ama, tanımlamalara uymuyor. Tanımlamalar ince ayar.
32 kişiyi tarif eden tanımlamaların ayrıntıları elimizde olmadığı için varsayım olarak örnekliyorum; diyelim ki, müdür atanacak. Kamuya açık bir duyuruyla müdürde aranan nitelikler açıklanıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında açıklanan niteliklere uygun tek kişi var. Adaylarda aranan nitelikler diye, o “tek” kişinin özellikleri yazılıyor. Sadece adı belirtilmiyor. Hani nerdeyse, şu okuldan mezun olacak, şu yaşta olacak, şuralı olacak, şu köyde doğacak gibi…
Bu durum fark edilince dava konusu oluyor ve mahkeme dava açanları haklı buluyor. Ancak, atama makamı “yok böyle bir tertip” demeye bile gerek görmüyor ve “sen bu davayı açmaya yetkili değilsin, hakkın yok” diyor. Dava açılmasına itiraz ediyor.
A muhterem makam! Haksızlığa, yanıltılmaya itiraz etmek için bir kimsenin mesleğine saygı duyması yetmiyor mu? İtiraz için ne tür özelliklere sahip olunması gerekir, zahmet buyurup onu da açıklasaydınız bari!?
*
Kişiye özgü tanımlama yaparak önceden belirlenmiş “bir” kişiyi alırken cümle alemi yanıltmak hak olacak, ama bunu fark edip itirazda bulunmak haksızlık sayılacak öyle mi?
Başka ifadeyle, “sanki başkaları da başvurabilirmiş gibi” potansiyel adayları avanak yerine koymaya hakkın(!) olacak; bunu fark eden insanların “itiraz” hakları olmayacak.
Bu nasıl bir bakış, nasıl bir anlayış, nasıl bir bilim insanlığıdır anlamak mümkün değil.
Bu durumun oluşmasına katkısı olanlar, bırakın aldatılanları, kendi aile bireylerine bu yaptıklarını nasıl açıklayabilirler gerçekten merak ediyorum.
*
Herhalde tıpta bunun bir yeri vardır; ben bir söz edeyim, herkes buna inansın diye düşünenlerin durumunu anlatan bir anomali tanımı olmalı. Tabii bir tedavisi de olmalı.
E Allah şifa versin.
Bu muhteremler şimdi muhtemeldir ki, yargının da kendilerine inanması için direnç göstereceklerdir.
Aslında "ben bunları bunları atadım" dese belki daha saygın bir durum olacak. Hiç değilse “kandırma” girişimi çıkmayacak ortaya. Gerçi o da kural dışı, ama şimdiki gibi üstüne üstlük bir de toplumu “sizin aklınız ermez” kıvamında görmemiş olacak. Ha öyle ha böyle nasılsa ikisi de kuralsızlık.
Bir hazin nokta da bu yolla kadroya alınanların, izlenen yolu içlerine sindirmiş olmaları; ki, bu muhteremlerin hazım mekanizmalarına da bravo!

NOT: Böyle bir uygulamaya cesaret edilmesine akıl erdirmekte zorlandığımı itiraf etmeliyim. Bu nedenle not ekleme gereksinmesi duydum. Yazı, Ankara Tabip Odası’nın açıklaması ve bu açıklamaya kaynak olan mahkeme kararına dayanılarak yazılmıştır. AF

Bu haber 2446 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Toplam 1 ziyaretçiden 5 puan
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem