Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

30 Nisan 2025 Çarşamba
17:40
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 1223) AND (m.USTID = 50)
Ayhan Fırıldak
Hekim mi sistem mi?
Denizli’de bir hekim “uygun malzeme alınmadı” diye hastasını ameliyat etmedi. Bu olay sistem içi çelişkinin tipik bir örneğini yansıtıyor.
2.1.2010 18:47:09
Olay şu; Denizli Devlet hastanesinde görevli cerrah Sevim Öndü, bir hastasının ameliyatı için gerekli malzeme talebinde bulunuyor. Talep ettikleri 10 bin 600 lira tutuyor. Hastane birimleri ise 7 bin 500 liralık bir malzeme öneriyor. Doktor, bu durumda ameliyatı yapmayacağını söylüyor ve istediği malzeme alınmadığı için ameliyatı yapmıyor. Başhekim de doktor hakkında soruşturma açıyor.
Denizli’deki olayla ilgili olarak başhekim ve ameliyatı yapmayan cerrah iki farklı görüşü yansıtıyor. Her ikisinin de “doğru” ifadede bulunduklarını kabul ettiğimizde bakın nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Hekim, ettiği yemin gereği, tedavi etmekte olduğu hastanın sağlığı için en uygun olduğuna inandığı malzemeyi kullanmak istiyor. Hekim malzemenin fiyatına değil, hastaya sağlayacağı yarara bakıyor. Hekimin bu duruşunda “en iyiyi yapma” isteği görülüyor. Bunu da “kendim için kullanmayacağımı, hastam için de kullanmam” sözleriyle ifade ediyor.
Peki sistem bu duruşa ne diyor?
Sistem, en uygun fiyatı işaret ediyor. En uygun olan da “muadil” yani “eşdeğer” sözcüğüyle tanımlanıyor. Eğer gerçekten eşdeğerlik söz konusuysa elbette en iyiyi en uygun fiyata almak toplum adına kazançtır. Bunu sağlamak da karar verme konumundakilerin temel görevidir.
Gelelim sistemi de hekim saygınlığını da sorgulatan ve toplum vicdanında oldum olası ikilem oluşturan, yaralayıcı noktaya…
Gerçekten eşdeğerse; iki ürün arasında neredeyse yüzde 50 fark olabilir mi? Velev ki oluyor; buna izin verilmeli mi? Toplum adına asıl düzeltilmesi gereken bu değil mi? Aynı nitelikte iki üründen biri 7 bin 500, diğeri 10 bin 600 lira olabilir mi? Hele sağlıkta!?
Konu sağlıksa, eşdeğer ürünler arasındaki fiyat farkı “piyasa ekonomisi” ambalajına sığdırılamaz. Ayrıca insan sağlığı söz konusu olunca, ölçü fiyat değil, ürünün ya da hizmetin niteliğidir. Bir hekim “bu hasta fakir” deyip verebileceği hizmetin daha azını vermeyi düşünemez; düşünmemeli. Sağlıkta üretilebilen “en iyi” ürün ne ise tabii ki o kullanılmalı. En iyi varken diğerlerinin satışına izin verilmesinin doğruluğu sorgulanmalı.
Tüm dünyadaki hekimleri bir meslek disiplini içine sokan Hipokrat yemini, aslında sağlık sektöründe görev alan her kurum ve kişi için geçerli olacak bir disiplinin ifadesi sayılmalı.

EŞ DEĞER Mİ, UCUZ VE KALİTESİZ Mİ?

Eşdeğer değil de eşdeğer olduğu varsayılarak kamu yararı bahanesiyle ucuz ama düşük kaliteli ürünü tercih etmek insan haklarına, insani duygulara, sorumluluk bilincine sığmaz.
En iyi varken kötüyü kullanmak ne kadar yakışıksız ise eşdeğer ürünler arasında yüksek fiyatlı olanı tercih etmek o derece yakışıksızdır; hekimlik yeminiyle bağdaşmaz.
Eşdeğer olduğu halde daha pahalı ürünü tercih eden hekim kamu vicdanında daima “o ürünü üreten firmanın adamı” diye kabul edilir. Onun, satılan her üründen pay aldığı varsayılır. “Hasta soyucu” diye nitelenir. Bir hekim için bundan daha onur zedeleyici ne olabilir?
Eğer ürün eşdeğer değilse, iyi olan yerine ucuz olanı tercih eden anlayış da kabul edilemez. Evet, sağlık için çok önemli paralar harcanıyor. Devlet daha geniş kitlelere daha çok kişiye sağlık hizmeti vermek için bol keseden harcama yapmamalı. Eşdeğerler arasında pahalı olanı kesinlikle almamalı. Satın alma yetkisi olanlar insan sağlığı üzerinden firma zengin etmemeli; edemezler.
Ancak, ucuz olsun diye düşük kaliteli ürünü de kimse tercih etmemeli; yetkisi olanlar bunu da tercih edemezler.

BU İKİLEMİ KİM ÇÖZECEK?
Denizli’de yaşanan hekim-sistem ikilemini kim çözecek?
Olayın yaşandığı kurum içindeki soruşturmanın sonucu, doğruyu bulmaya yetmez. Bu meslekteki 40 küsur yıllık geçmişimizin öğrettiğine göre, kurumun taraf olduğu olaylarda, kurum içindeki soruşturmalar kurum lehine sonuçlanır. Elbette bu tür soruşturmaların önemli bir bölümünde kurum gerçekten haklıdır. Ama, haklı olmasa da sonucun o yönde olacağı kabul edilmelidir.

BAKANLIK, “BİLİMSEL KURUL İNCELESİN” DİYEBİLSE
Bu olayın soruşturmasından sadece tarafları değil, kamuoyunu da tatmin edecek bir sonuç çıkması sistem açısından son derece önemlidir. Bu önem nedeniyle soruşturmanın Bakanlıkça yapılması uygun olur.
Hatta, eğer mevzuat izin veriyorsa, Bakanlık “ben sistemden yana tarafım, bu konuyu bir bilimsel kurul incelesin; sistemin insan sağlığı açısından zayıf yanı varsa o da ortaya çıksın” diyebilse…
Hastayı göz ardı ettiğimiz sanılmasın; konuyu bu derinlikte ele almamızın nedeni, en uygun tedavinin yapılması gerektiğine olan inancımızdır. Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ramazan Canural’ın verdiği bilgiye göre, hasta Pamukkale Üniversitesi Hastanesinde ameliyat edilmiş. Canural, bununla ilgili olarak “Hasta orada daha uygun fiyata alınan malzeme ile tedavi edildi” ifadesini kullanıyor.
Bir üniversite hastanesi için “daha uygun fiyat”, eşdeğer ürünler için mi, yoksa farklı değerde olduğu için fiyatı düşük olan ürün için mi kullanılıyor? Bizce bilimsel sorumluluk, eşdeğerler arasındaki fiyata bakmayı gerektirir. Ancak, yine de Pamukkale Üniversitesi Hastanesi yetkililerinin “tercih nedenlerini” açıklaması yerinde olur.

SİSTEM HASTA İÇİN OLMALI
Başhekim Canural’ın açıklamalarında, “ben bu malzeme ile bu ameliyatı yapmam” diyen hekimin “belli bir markayı tanımladığı” belirtiliyor. Sözleri, sanki hekimle marka arasında ilişki varmış iması taşıyor.
Böyleyse Dr. Sevim Öndü için söyleyecek söz bulmamız mümkün olmaz. Böyle değilse, hastasına uygulamak istediği tedaviye fiyat nedeniyle engel olunmasına tepki gösterdiği için bir hekimin suçlanması da kabul edilemez.
Sistem, en ucuzu savunurken hastanın en iyi hizmeti alma hakkı zedeleniyor mu? Bunun ortaya çıkmasını önemsiyoruz.
Biliyoruz ki, tıp sektörümüzün geçmişi, bu iç acıtıcı soruyu sorduracak sayısız olayla dolu.
Denizli’de yaşanan olay sistemle hekim tercihi arasındaki ikilemi sorgulama olanağı verdiği için önem taşıyor.
Bizce hiçbir gerekçe sağlıkta en iyi hizmeti verme olanağını ikinci sıraya itmemeli.
Ne sistem kıskacı, ne hekim çıkarı…
Hekimlik mesleğine kutsallık kazandıran Hipokrat yemini, piyasa ekonomisi mağduru olmamalı. Bunu sağlamak, sistem mimarları kadar hekimlerin de ödevidir.
Bu haber 2739 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Toplam 2 ziyaretçiden 5 puan
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem