İnternet güvenliği denildiğinde “aman çocukların ahlakı bozulmasın” üzerinden hesap tutuluyor. Alınan önlemlerle “belden aşağı” konularda güvenlik sağlanıyor, ama bireysel ve kamusal alanda “özel” ne varsa bilişim ustalarının arşivlerinde birikiyor. Açıkçası internet kullanıcılarının temel bilgilerinin istemleri dışı başkasının eline geçmesine ilişkin bir güvenlik üzerinde durulmuyor.
*
Aslında bu bilgileri kullanıma açma konusunda toplum olarak hevesimiz de yok değil. Deniliyor ki, Türkiye’de 30 milyon facebook üyesi var. Övünülecek bir durum! Kimin eli kimin cebinde, kimin adresi kimin sitesinde belli değil.
Ama “Facebook ekibi” bir tıkla 30 milyon kişiye istediği içerikte mesaj gönderebilir.
*
“Arap baharı” etkinliklerinin toparlayıcı unsuru neydi? Facebook…
Bir milyon Mısırlı, facebook üzerinden haberleşerek bir araya gelmişlerdi. Bir milyon Mısırlının güncel mail adresi hangi Mısırlıda olabilir acaba?
*
Şimdi siz 20-25 yaş aralığında 100 bin Ankaralı kadına bir mesaj iletmek isteseniz?! Yapabilir misiniz?
Facebook ekibi yapabilir.
Bir de gün içinde kaç kahve içtiğini yazma hastalığındakileri düşünün!
Her facebook üyesi kendi arkadaşlarının durumunu bilir; ama “Facebook ekibi” 30 milyonu Türkiye’deki üyeler olmak üzere dünya genelinde 750 milyon kişinin durumunu biliyor.
*
Her gün mail adresinize çeşitli ülkelerdeki firmalardan onlarca mesaj geldiğini görüyorsunuz; sil sil bitmez. Roma’daki otelin üç günlük tatil paketi fiyatlarını iletmek için adresinizi kim bırakmış olabilir?
*
Sadece facebook değil, bütün benzer sosyal paylaşım sitelerinde asıl kazanım ticari amaçla kullanılmak üzere filtrelenen ayrıntılardır.
Aslında uzağa gitmeye gerek yok; telefonunuza gelen mesajı gönderen kişi ya da kurum iletişim verilerini nerden alıyor dersiniz?
*
Telefon şirketleri ellerindeki numaraları pazarlıyorlar mı?
Evet…
Peki bu pazarlamadan sağlanan geliri pazarlanan paket içindeki numaraların sahiplerine bölüştürüyorlar mı?
Hayır.
*
Link edin… Bir de o var. Aslında tüm internet sistemlerindeki adresler arşivlenip kullanıma hazır tutuluyor. Bir kısmı, hani üye olurken okumadan “kabul ediyorum” diye tıkladığımız sözleşme metni var ya? Onun satır aralarına sıkıştırılmış birkaç kelimeyle verilmiş izinlere dayanarak bilgilerimizi kullanıyorlar.
*
Şimdi; e devlet var mı?
Var.
Elektronik imza var mı?
Var.
E hizmet var mı?
Var.
Bütün bilgilerimiz internette mi?
Evet.
*
O zaman, asıl bunların güvenlik altına alınması gerekmez mi?
*
Bunları yazarken yazının başındaki soru yanıtsız kaldı. Ne demiştik? “Feysbuk iyi bir şey mi?”
E herhalde iyi bir şey… Saç rengimizden, günde kaç kez hapşırdığımızı bilmesinde bile sakınca görmediğimize göre… Hem iyi hem güvenilir!!!
*
NOT: Rivayete göre, Türkiye’deki 30 milyon facebook üyesinden sadece bir milyonu üyelik bilgileri arasına telefon numarasını yazmış!?