Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

3 Mayıs 2024 Cuma
22:30
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 3968) AND (m.USTID = 50)
Ayhan Fırıldak
“Bizim kurum” 1
Camiada kimseye hocalık ettiğimden değil; ama ortam alışkanlığıyla “genç arkadaşlar” bu kelimeyi kullanarak soruyorlar “Hocam; neden bizim kurumla ilgili bir şey yazmıyorsun?!”
3.1.2012 12:53:09

Yazayım, yazayım da…
Gönlüm “sizin kurum”la ilgili kötü bir şey yazmaya izin vermez…
- Ee, sen de iyi bir şey yaz!
Denirse…
Ona da mesleğime olan saygım izin vermez.
Açıkçası, hakkında iyi şeyler yazılmasına katkıda bulunmak için çaba gösterdiğim bir kurum için “kötü” demeye dilim, kötü yazmaya elim varmıyor.
*
Eleştirmek doğal olsa bile marka değerini olumsuz etkilemek istemedim, istemem. Böyle bir yaklaşım, kurumun saygınlığına ve kurum çalışanlarının özverili çabalarına haksızlık etmek olur. Kurumun sahip olduğu değerleri yansıtacak bir “temsil gücü” oluşturulamaması ne yazık ki, eski bir sorun. Giderilemedi.
Neden?
Ünü yurt dışına taşan bir hekim arkadaşımız “neden” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
- Maalesef herkes kendine çalışıyor!
*
Herkesin kendine çalıştığı bir kurumda insanları bir arada tutan etkenler; çıkara dayalı dayanışma, kayırma, kayırılma, işsiz kalma korkusu, yağcılık gibi –hiç de ahlaki olmayan- bir dizi davranış biçimlerinden oluşur.
İlk üç değer arasına üretim ve kaliteyi sokamazsınız.
*
Genel anlamda tabii ki herkes kendine çalışır, çalışacaktır. Ancak, burada ifade edilen “bencil yönetim anlayışı”dır. Kurum üzerinde yetkili olan kişi, yetkisini kişisel çıkara dönük kullanırsa güven kalmaz. Kurum adına yapılması gereken bağlantılar, kişiler hesabına yapılırsa onca iyi niyetli bilim insanına ve kurumun emekçilerine haksızlık edilmiş olur.
*
Uygulamada üst yönetimin bunlara ayıracak zamanı yok. Sorumlu yönetimin ise çapı…
Kimse alınmasın, bu “çap” konusu, görevdeki kişiler kadar, onları bu göreve getirenlerin ve bu yükün altına sokanların da niyet ve bakışlarıyla doğrudan ilgili bir durumdur. Bu tablo “Mi” ile “Mü”nün ortak eseri(!)dir. “Mü” destekledi, “Mi” yaptı. Alacağını aldıktan sonra da dükkanına döndü.
(Sırası gelince ona da dokunuruz.)
*
Peki hiç mi bir şey yapılmadı?
Elbette yapıldı.
Ama unutulmamalı ki, yetkisi ne olursa olsun, bir kimse, ancak yapabileceği kadar iş yapar. Bu; bir kültür, vizyon, deneyim işidir.
Ve tabii niyet…
*
Şimdi biliyorsunuz, yeni bir yapısal adım atıldı; Genel Direktörlük.
Bu radikal kararın arkasında durulabilirse iyi gelişmeler olur. Genel direktörlük görevini “tüccar” zihniyetli olmayan başarılı bir bilim insanının üstlenmiş olması kurum için şanstır. Bir de güçlü işletme ve pazarlama ayağı kurulursa…
Umarım, maaşını kurumdan alıp hizmeti -komisyon karşılığı- şahıslara veren ayıplı çalışma anlayışındakiler de kendilerine çeki düzen verirler.
Tabii en önemlisi çalışanına yalan söylemeyen bir yönetimin hakim kılınması ve kapı görevlisinden yemekhanedeki garsona, sekreterinden uzman hekimine kadar tüm çalışanların birbirileriyle barışık “takım arkadaşı” oldukları bilincinin oluşturulmasıdır.
Zor iş, ama mümkün ve gerekli…
Haydi kolay gelsin…
*
Yazıya girişte “genç arkadaşlar” dedim. Aslında sözünü ettiğim “bizim kurum”da herkes benden genç. Zaman zaman görüş alışverişinde bulunduğumuz değerli hekim dostlarımız ve tüm kurum çalışanları benim “genç arkadaşlarım” kapsamındadır…
Bu yazı “bizim kurum hangi kurum?” diye soranlar için değil. Onlar kusura bakmasınlar.

Bu haber 2842 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Toplam 6 ziyaretçiden 5 puan
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem