Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

30 Nisan 2024 Salı
19:00
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 4197) AND (m.USTID = 50)
Ayhan Fırıldak
100 yaşındaydı; Saadet İlkesengil
Torunları Yonca Pınar Fırıldak ile İlke Demirbulut’un, cenaze törenine katılanların yakalarına takmak için bastırttıkları fotoğrafının altında “Saadet İlkesengil 1912-2012” yazıyordu.
3.5.2012 01:26:27

Saadet İlkesengil; Kuşadası’nda yaşayan 100 yaşındaki iki kişiden biriydi. Diğeri de kocası Sezaettin İlkesengil.
Kızları Seyhan Demirbulut ile Tülay Fırıldak ve torunları Yonca Pınar Fırıldak ile İlke Demirbulut, bu yaz “100’üncü yaş” kutlaması düzenleyeceklerdi İlkesengil çifti için… Olmadı. Olamayacak.
Sezaettin İlkesengil, 100’üncü yaşını, çocukları ve torunlarıyla birlikte ama eşi olmadan onu anarak kutlayacak.
*
100 yıl… Müthiş bir yaşam süreci.
Bir gün bilim insanlarının beyindeki geçmiş yıllara ait tüm verileri ortaya çıkaracaklarını düşünüyorum. Nasıl ki, bilgisayarların ana belleklerindeki silinmiş veriler bile geri çağırılabiliyorlarsa, insan beynindeki “unutulmuş” bilgilere de ulaşılabileceğine, -daha doğru bir ifadeyle- bu bilgilere ulaşılabilmesi gerektiğine inanıyorum. Yüz yıllık ömrün içinde kim bilir neler vardır?
Bilim, bu bilgilere ulaşmayı başardığı gün, insanoğlunun gerçek yaşam çizgisi de öğrenilmiş olacak. Asıl insanlık gelişimi aydınlığa çıkacak.
Klasik bir sorgulamayla yaşlılara yöneltilen “çocukluğunda neler yapardın?”, “uzun yaşamanı neye borçlusun?” soruları ve bunların yanıtlarıyla bugün için sadece beyindeki kalıntılara ulaşılabiliyor.
Beyinde depolanan tüm verilerin erişilebilir olduğu gün ve sonrası… Kim bilir? Nasıl olur!?
*
Saadet İlkesengil, solunum zorluğu çektiği için hastanede bakım altına alınmıştı. Çok iyi bakılıyordu. Evinde de kaldırıldığı Özel Kuşadası Hastanesi’nde de iyi bakıldı.
(Tanıyanları bu süreci bildikleri için ettikleri hayır dualarına “Allah bize de böylesini nasip etsin” dileklerini de ekliyorlar.)
Hekimlerin gayretlerine rağmen beden, organlar, onu ayağa kaldıracak duruma gelemiyordu. Yoğun bakım servisindeki odasında sadece torununun ve kızının yanına gelmesine izin veriyordu. Herkes görmesin diye düşünüyordu muhtemelen.
“Sıkıldım” diyordu. Gitmek istiyordu.
Ancak bir yaşam destek ünitesine bağlı olarak yaşamını sürdürebilecek noktaya gelmişti. Bunun için Kuşadası Devlet Hastanesi’ne nakledildi.
*
Kuşadası Devlet Hastanesi, Selçuk’tan gelişte Kuşadası limanının panoramik göründüğü bir tepededir. Burası Gazi Beğendi diye anılır.
1924 yılında Mustafa Kemal, Kuşadası’na geldiğinde burada durur ve kasabayı hayranlıkla izler. Mola verdiği bu yere daha sonra Belediye Meclisi kararıyla Gazi Beğendi adı verilir.
O tarihte Saadet (İlkesengil) 12 yaşında bir çocuktur. Amcası İsmail Hakkı (Atatürk’ün gençlik yıllarından beri dava arkadaşı), tutar elinden onu da Mustafa Kemal’i karşılamaya götürür. Mustafa Kemal, Saadet’in saçlarını okşar, ilgilenir, hatırını sorar.
Mustafa Kemal’in okşayan eli, Saadet İlkesengil’in 100 yıllık yaşamındaki “en büyük ödül” olur.
Bu olayı tarifsiz bir mutluluk hissiyle anlatırdı.
Atatürk’e hayrandı. Evinde görebileceği yerde duvara asılı bir Atatürk fotoğrafı mutlaka bulunurdu. Odasında, Atatürk anıtına bakan pencerelerin önüne otururdu. Sofrada yüzü Atatürk anıtına dönük yerdi yemeğini. Uzaktan anıtı seçemezdi belki ama tam karşısına biri oturacak olsa, “biraz kenara çekil Atatürk’ü göreyim” derdi.
Gazi Beğendi tepesindeki Kuşadası Devlet Hastanesi’ne nakledildikten bir gün sonra yaşama veda etti. Sanki çok sevdiği Atatürk’ün adını taşıyan yere Gazi Beğendi’ye gitmeyi bekliyormuş gibi.
İki ayı aşkın süre yatmasına karşın vücudunda en küçük bir yara oluşmamış, hiç kilo vermemişti. Ruhunu huzurlu bir yüz ifadesiyle teslim etmişti.
*
Bugün ölümünün 40’ıncı günü… Kuşadası’nda sevenlerinin dualarıyla anılacak, lokma dağıtılacak.
Tanıyanları 100 yıllık ömür içinde paydaş oldukları zaman dilimleriyle hatırlayacaklar Saadet İlkesengil’i…
Nur içinde yatsın.

Bu haber 3301 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Toplam 8 ziyaretçiden 5 puan
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem