Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz... |
Evlenmemiş bir kadın kanser olduğunu öğreniyor. Kendisine, tedavisi sürecinde yumurtalıklarının zarar görebileceği ve anne olabilme olasılığının çok azalacağı anlatılıyor. Ancak yumurta dondurma uygulamasıyla ileride çocuk sahibi olabileceği belirtiliyor. Ama bu işlem sırasında kızlık zarının zarar göreceği bildiriliyor. Anne olma umudu mu yoksa kızlık zarı mı? Hangisi önemli?
Hangisi bir kadını yaşama bağlayacak kadar önemli olabilir? Bekaret tabusu mu annelik duygusu mu?
Bu ikilemi gözler önüne seren bir olayı ve buna ilişkin değerlendirmeyi sunuyoruz.
YÖNETMELİK KZILIK ZARINI GEÇEMEDİ
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Opr. Dr. Betül Görgen anlatıyor:
Öğle saatleriydi... Kadın doğum polikliniğin kapısı açıldı ve içeri 60’lı yaşların başında bir hanımla beraber kumral uzun saçlı hoş, genç bir kadın girdi.
“Hoş geldiniz” diyerek şikâyetlerinin ne olduğunu sorduğumda, anne ağlamaklı bir sesle yanıt verdi;
“Aaah ah... keşke benim için gelmiş olsaydık ama kızım için geldik.”
Kızının 35 yaşında olduğunu, henüz evlenmediğini ve resim öğretmenliği yaptığını söyledi. “Kızımın atama sonuçlarını beklerken başımıza neler geldi?” diye devam etti.
Öğretmen hanım da ağlamaklıydı; “Ben kendi sağlığıma çok önem veririm doktor hanım ama şoktayım...”
Ailede daha önce bu kötü hastalığa yakalanan kimse yokmuş. Bekar olduğu için de hiç kadın doğum bölümüne muayene olmamış.
HAMAMDA ÖĞRENMİŞ
Fakat memedeki kitlenin fark edilmesi çok ilginç... Bir gün hamama gitmişler, hamamda kese yapan kadın koltuk altındaki kitleyi fark etmiş. Onun üzerine yapılan tetkiklerde meme kanseri olduğu ortaya çıkmış ve acil ameliyat olması gerektiği sonrasında da kemoterapi yapılacağı söylenmiş.
Öğretmenin gözyaşları dinince, ultrasonla muayenesini yaptım. Ameliyat sonrası ilaç tedavisiyle ilgili bilgi verdim ve bunun yumurtalıklarına vereceği zararı, önlem alınmazsa ilaç tedavisi sonrasında bebek sahibi olma şansının çok düşebileceğini anlattım.
Yumurta dondurma işleminden bahsettim. Anlattıklarım arasında anne-kızın en çok dikkatini çeken bölüm “yumurta toplama işleminin vajinal ultrasonografiyle” yapılacak olmasıydı. Çünkü öğretmen hanım bakireydi ve bu işlem sonrasında bekaretini kaybedecekti!
Anne tam ikna olmuş görünmüyordu. Bu işlemin olması için kızlık zarını bozmak zorunda olduğumu söylediğimde anne ciddi tepki verdi.
Bu işlem sonrasında bekâretini hastanede yapılan işlem nedeniyle kaybettiğine dair resmi yazı da vereceğimizi, bu konuda endişe etmelerinin yersiz olduğunu anlattım.
KANSERLİ ÖĞRETMEN BEKARETİ UĞRUNA...
Bir süre sohbet ettikten sonra, anne ve kızı olayın psikolojik şokundan biraz olsun uzaklaşmışlardı, hatta ameliyat sonrası göğüs estetiği ile ilgili bilgi aldılar.
Yumurta dondurmanın önemini ve böyle bir fırsatın mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini yineledim. “Yumurtaların dondurulacağı için kanseri yenince istediğin bir zamanda çocuk yapabileceksin” diye bilgi verdim.
Operasyon için gerekli tetkikleri tamamlamaları için anneyle kızını yolcu ettim. İki üç gün sonrasına da gün verdim.
Beklenen gün geldiğinde anne ve kızı yeniden geldiler ancak bekaret konusundaki fikirleri değişmemişti. Anne, kızının bekaretinin bozulmamasını tercih etmişti. Her ne kadar eğitimli de olsa öğretmen hanım için de bekaret konusu önemliydi.
Güzel öğretmen kanser tedavisini yense bile ömür boyunca çocuk sahibi olamayacaktı. Evleneceği erkeğe bekaretini sunabilecek ancak çocuk veremeyecekti. Hem evleneceği erkeğin hem de kendisinin soyu da devam etmeyecekti...
O YÖNETMELİK ÇIKTI AMA KIZLIK ZARINA TAKILDI
Sağlık Bakanlığı’nın 6 Mart 2010 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik ile Türkiye’de kanser gibi zorunluluk hallerinde “sperm ve yumurta dondurma” işlemine izin verilmişti. 30 Eylül 2014’te yapılan yeni bir düzenleme erken menopoz riski olan henüz ailesini tamamlayamamış bireyler için de umut kaynağı haline geldi.
Birçok kadını ve erkeği sevindiren, hayata bağlayan o yönetmelik, hayatının baharındaki birçok genç kadın için kabus oldu. İşlem sırasında bekaretin kaybediliyor olması nedeniyle ailelerin çoğu bu işleme izin vermiyor. Hastanelerde ve tüp bebek merkezlerinde dramatik tablolar yaşanıyor...
35 yaşındaki öğretmeni, annesini ve daha birçok vakayı ikna edememenin üzüntüsünü yaşayan bir hekim olarak toplumumuzda bekaret konusunun hala çok önemli bir tabu olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Önyargıları ve toplum baskısının yarattığı bakış açısını değiştirmenin zor olduğunu görüyoruz. Ciddi bir kanser ameliyatı ve sonrasında göreceği ilaç tedavisinin doğurganlık üzerine olan olumsuz etkileri bile bekaret söz konusu olunca önemini yitiriyor. Bu konuda bilgilendirmeler yapılıyor hatta devletin sağlık kurumları da yumurta dondurma işlemini yapıyor ama buna karar veren ya da mecbur kalan kişi bakireyse ne olacak sorusuna yanıt ve çözüm yok. Toplumun büyük bir kısmı sağlık sebebiyle de olsa bekaretin kaybına olumlu bakmıyor.
TOPLUMUN KANAAT ÖNDERLERİ DEVREYE GİRMELİ
Günümüzde pek çok kanser türünün ve özellikle de meme kanserinin genç kadınlarda görülme sıklığı artıyor. Genelde kariyer nedeniyle evlilik ve çocuk planlarını ertelemiş olan bu kadınlar zaten olayın şokunu atlatmaya çalışırken, onlara destek olacak ve doğru yönlendirecek kişilere ihtiyaç duyuyorlar.
Bilimle gelenek arasına sıkışan insanlara bir çıkış yolu aralamak için sadece yönetmeliklerin ve uzman doktorların yeterli olmadığı görülüyor. Dini kurumların yetkilileri başta olmak üzere toplumun kanaat önderlerinin bekaretin sağlık nedeniyle bozulabileceği konusunda bir söylem geliştirmeleri gerektiğini vurguluyor. Yaşanan dramın yükü kadın doğum ve tüp bebek uzmanlarının omuzlarında kalıyor. Bu gibi durumlarda sadece hastaya değil, hastanın ailesine de psikolojik destek verilmesi gerekir.
ÜREME HAKKINA DESTEK
Öte yandan, üreme hakkını her şeye rağmen kullanmak isteyen genç hanımlar ve onlara destek olan aileler de var. Bu biz hekimleri çok mutlu ediyor.
Yumurta dondurma işlemi 15-20gün içinde tamamlanan bir süreç ve kanserin ilerlemesine yol açmayan ilaçlarla yapılıyor. Kanser tedavisi bitip günlük hayatına dönen genç kadın kendisini eksik hissetmiyor ve geleceğe umutla bakıyor.
Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem