Toplumu her sarsan olayda tartışmasız hızla işleyen bir sistem var. Yayın yasağı uygulaması. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme, bilgilenme hakkını engellemek için siyasi erk, müthiş bir disiplin ve ısrarla çalışıyor. Sonuçlarına gelince örneğin halk, Reyhanlı’daki patlamada neler olduğunu hala bilmiyor. Son getirilen yayın yasağı ile Suruç’taki katliamın arkasındaki karanlık güçlerin kimler olduğunu da öğrenemeyecek. Ama halkın tabii ki özgür olduğu alanlar olduğunu da hatırlatmamızda yarar var. Örneğin son 10 yıldır internetten ölüme neden olduğu bilinen zayıflama ilaçlarının değişik adlarla yüzlerce liraya satışı özgür. Öyle ki reklamlarında da ünlü yüzler, doktorlar rahatlıkla yer alıyor ve halka “Bu ilaçları tüketin kilo verin” diyorlar. Halkımız özgürce, pervasızca “Bir ayda 15 kilo” vaadiyle kendisine ulaşan bu ilaç simsarlarının reklamlarına güvenip gıda desteği adı altındaki bu ilaçları ne yazık ki satın alabiliyor. Sonra da gencecik insanların ölümlerini üçüncü sayfa haberi olarak düzenli olarak okumaya devam ediyoruz. Bu ilaçlara kim onay veriyor? Tabii ki Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Ancak Batman’da R. D. isimli genç kızın yoğun bakıma girmesine neden olduğu ileri sürülen zayıflama ilacına bakanlık onay vermediğini duyurdu. Bakanlığın açıklamasına göre gıda desteği olan maddelerin firmalar tarafından kilo verdirici, kilo aldırıcı, boy uzatıcı, cinsel performansı arttırıcı, sigara bıraktırıcı, hastalıkları önleyici, tedavi edici ve iyileştirici ürünlermiş gibi sunulması yasak. Bakanlığa göre onay verilse bile bu beklentilerin karşılanması amacıyla tüketilmemesi gerekiyor . İşte tam da sorun burada başlıyor. Bakanlık onay veriyor. Bu gıda desteği ürünleri listesi ggbs.tarim.gov.tr adresinde yer alıyor. Ama vatandaş bakanlık onaylı olsa bile bu gıda desteklerini “zayıflamak, boy uzatmak, sigarayı bırakmak için kullanmaması gerektiğini” bilmiyor. Çünkü vatandaş sağlık okur yazarı değil. Her üç kişiden biri ancak sağlığını yönetebilecek, tanı ve tedaviyi doğru uygulayabilecek, doktorunun tavsiyelerine uyabilecek düzeyde. O zaman ne yapılması gerekiyor? İçinde sibutramin adı verilen ve kalbi durduran bir etkiye sahip olan etken maddeyi taşıyan tüm ilaçların satışını yapan sitelerin kapatılması gerekiyor. Toplumu sarsan her olayda yazılı, görsel, işitsel yayın organlarını, sosyal medyayı tamamen yasaklama gücüne sahip olan siyasi erkin halkın sağlığı söz konusu olduğunda bu kadar yetersiz olması şaşırtıcı değil mi? Halkın oyuyla iktidara gelen siyasetçiler yayın yasağı ile halkın hangi gerçeği öğreneceğine kendileri karar vermek istiyorlar. Ancak kamu spotlarıyla bu öldürücü zayıflama ürünlerine karşı halkın düzenli olarak uyarılması becerisini gösteremiyorlar. Halkın ölümüne yol açan ilaçların internette tamamen satışını engelleyemiyorlar. Bu ne yaman çelişki demekten başka bir şey gelmiyor elimden!