İktidarın oy potansiyelinin çok önemli bir bölümünün karşılığı olan sağlık hizmetlerindeki reform ve yenilik kavramları artık yerini başka kavramlara bırakıyor.

Giderek aşınan yeni tabloda hasta sistemin merkezinde değil. Hastayı özel hastanede hizmet alırken karşılaştığı usulsüzlükten koruyan bir mekanizma bulunmuyor. Sağlık Bakanlığı’na, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan şikayetler yeterince değerlendirilmiyor. Hastanın mağduriyetini giderecek etkili önlemler alınmıyor.

Örneğin vatandaş özel hastanelerde fark alınmayacağı kesin olarak tarif edilen hizmetlerden fark alınmasından rahatsız. Bunun başında da yoğun bakım, kanser tedavisi  gibi dallar geliyor. Özel sektör ise bu hizmetlerden fark alınmadığını iddia ediyor. Ama ben de tedavi gören arkadaşlarımdan biliyorum ki, kanser tedavisi için özel hastanelerde ilaç uygulaması olarak ortalama 250-400 lira arasında ücret alınıyor.

Şimdi özel sağlık sektörünün Türkiye’deki durumuna bir bakalım. Türkiye’de özel sağlık sektörünün 30 bini doktor olmak üzere 230 bin çalışanı var. Sektör 40 bin  yatağa sahip 550 hastanesiyle birlikte 1000’i aşan sayıda kuruluşu  olan kocaman bir sektör. Bu yapı Türkiye’de SGK’nın satın aldığı sağlık hizmeti sunumunun yüzde 25’ini oluşturuyor.  Bu yapı aynı zamanda 2.5 milyar doları aşan bir boyutta sağlık turizmi de yapıyor  Özel hastanelerin yüzde 30- 40’ı hariç olmak üzere büyük kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu’na hizmet sunuyor

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat bu konuda yaptığı açıklamalarda özel sağlık sektörünün SGK’ya verdiği hizmet alanlarında 11 yıldır hiçbir fiyat güncellenmesi yapılmadığına dikkat çekiyor. Asgari ücretteki artış nedeniyle de özel sağlık sektörünün zora girdiğine işaret ediyor. Yani özel sağlık sektörü temsilcisi OHSAD fiyat güncellenmesi istiyor. Sekiz yıldır özel sağlık sektörüne verilmeyen kadro ve branşların verilmesini istiyor.

OHSAD Başkanı Reşat Bahat’ın geçtiğimiz ay yaptığı önemli bir açıklaması daha var:

“Türkiye’nin 10 yıl öncesinde kadar sağlık harcaması GSMH’nın yüzde 6,2’siyken bugün 5.4’e geriledi. Sağlıktan ve eğitimden tasarruf çok tehlikeli bir şeydir. Canınıza mal olabilir. GSMH, OECD ülkelerinde yüzde 9’un üzerinde. Türkiye’de biran önce eski hale getirilmesini talep ediyoruz.”

Tabii ki sokaktaki vatandaş özel sağlık sektöründeki bu sorunları bilmek zorunda değil. Vatandaşı cepten yaptığı sağlık harcamasındaki artış ilgilendiriyor.

Sonuca bakalım; devlet “şu hizmetlerden fark alınmayacak” diyor. Özel hastaneler alıyor. Özel hastaneler, “SUT fiyatları 11 yıldır aynı, asgari ücret arttı, dardayız” diyor. Hastadan yasal olmayan ücret aldığı tespit edilen özel hastanelerle ilgili de önemli bir yaptırım uygulanmadığı hasta hakları konusunda çalışan dernek ve platformlar tarafından sıklıkla ifade ediliyor.

Yıllardır sağlık sektöründe hastanın tam merkezde olması gerektiğini, tüm kararların ve hizmetlerin hastanın hakları, konforu ve güvenliği gözetilerek alınması gerektiğini yazıyorum. Yine aynı görüşteyim.

İktidarın, Sağlık Bakanlığı’nın SGK’nın özel sağlık sektörünün istediği fiyat zammını yapamadığı için özel hastanelerde vatandaşa yapılan usulsüzlüklere karşı sesini yeterince çıkarmadığı, olayı akışına bıraktığı da ileri sürülüyor.

Bu konudaki en önemli işaret de Sağlık Bakanlarının yaptığı açıklamalar. Önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu konuda sık sık hastaneleri uyaran açıklamalar yaparken, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamalarında hastanın hakları  ne yazık ki, kendine yer bulamıyor.