Türkiye'de her üç kişiden birinde ortaya çıkan hazımsızlığın çoğunda organik bir neden saptanamadığı belirtildi.
Türk Gastroenteroloji Derneği(TGD) tarafından Antalya Belek'te üzenlenen 31. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi'nde konuşan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Halil Bahçecioğlu hazımsızlığı, "Üst karın orta bölgesinde hissedilen, yemeklerden sonra oluşan ve rahatsız edici dolgunluk hissi, erken doygunluk, ağrı ve yanma hissi yakınmaların olmasıdır" diye tanımladı.

HAZIMSIZLIĞIN NEDENLERİ

Hazımsızlık nedeninin genellikle organik ve yapısal bir bozukluğa bağlı olmadığına işaret eden Prof. Dr. Bahçecioğlu, "Çoğu zaman endoskopi dahil yapılan incelemelerde çok ciddi bir patolojik bulguya rastlanmaz. Mideden beyine gelen uyarıların algılamasında ve yönetilmesinde değişiklik olması, psikososyal faktörler ve midedeki helikobakter pylori enfeksiyonu buna neden olur. Müzmin seyredebilir. Hastalığın selim karakterli olduğu hastaya ifade edilmelidir. Özellikle yağlı gıdalar, çok fazla yemek, çok çeşit yemekte yakınmaların artmasına neden olur" diye konuştu.

HAZIMSIZLIK SORUNU OLANLAR NE YAPMALI?

Prof. Dr. Bahçecioğlu hazımsızlık sorunu olan kişilere yağlı gıdaların tüketimini azaltmalarını önerdi ve ekledi:
"Mide asit salgısını inhibe eden ilaçlar, bazı hastalarda düşük doz antidepressan ilaçlar fayda ediyor. Hazımsızlık nadiren daha ciddi hastalıklara bağlı olabilir. İleri yaşlarda birden bire başlayıp ve devam ediyorsa, açıklanmayan kilo kaybı varsa, ilerleyici yutma güçlüğü varsa, demir eksikliğine bağlı kansızlık varsa, kusma varsa, ailede kanser öyküsü varsa mutlaka tetkik edilmelidir."

HASSAS BAĞIRSAK SENDROMU OLAN NE YAPMALI?

Toplantıda her 10 kişiden birinde görülen hassas bağırsak sendromu da ele alındı. Sıklıkla karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal ve kabızlık gibi yakınmalarla gelişen hastalık hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bahçecioğlu, "Bağırsaklarda burada da yine herhangi bir yapısal bozukluk yoktur. Kalın bağırsak kanseri kanseri riskini bu hastalık da arttırmaz. Bazen de sert ve kuru dışkılamaya sebep olur. Bağırsaktaki sinir sistemindeki anormallikler, beyin ve bağırsaklar arasındaki uyarılarda koordinasyon bozukluğu nedeniyle oluşabilir. Tetikleyen faktörler kişiden kişiye değişiyor. Çikolata, yağlı, baharatlı yiyecekler, sütlü yiyecekler belirtileri arttırabiliyor" diyerek hastaları şöyle uyardı: 

"Özellikle sınavlar, yeni işe başlama gibi stres faktörleri tetikleyici olabilir. Kadınlarda genellikle iki kat daha fazla olması adet döneminde fazla olması, hormonal bozuklukların da altta yattığını gösterir. Yine bağırsaklarda aşırı bakteri çoğalması da bu belirtileri tetikleyebiliyor. Bulguların 50 yaş üstünde ve ani başlangıçta seyretmesi, kilo kaybı, makattan kan gelmesi, dışkılamayla geçmeyen karın ağrısı özellikle gece de oluyorsa daha ileri tetkikler yapılmasını gerekli kılar. Bazı yiyecekler belirti ve bulguları arttırabilir. Alkol, çikolata, kafeinli içecekler, sodalı içecekler, tatlandırıcılar, yağlı yiyecekler problem oluşturabilir. Bunların diyetten çıkartılması kişide bir rahatlama sağlayabilir. Sıvı alımının arttırılması yarar sağlayabilir. Her gün aynı saatte yemek yemek bağırsakları bir düzene sokabilir. Diyetteki fiber oranı arttırmak hastanın belirti ve bulgularını iyileştirebilir. Bazı hastalarda da ilaç tedavileri yararlı olmaktadır."