Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

5 Mayıs 2024 Pazar
21:12
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 5014) AND (m.USTID = 50)
Sibel Güneş
Suya siyaset karışırsa ne olur?
Melih Gökçek’in “temiz” dediği Ankara’nın suyu ile ilgili Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun belediyeyi defalarca uyardığı ortaya çıktı.
2.10.2014 22:36:35

Son aylarda Hacivat Karagöz eğlencesi gibi “Ankara’nın fışkiyesini kim kırdı?” sorusundan sonra “Suyunu kim kirletti?” sorusunun yanıtı aranıyor. Bu arayışta en çok Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı eğleniyor. Başkan Gökçek kameralar karşısında suyu keyifle tüketiyor ve bir sorun olmadığını ileri sürüyor. CHP milletvekillerine samimi duygularla sesleniyor.
Ta ki, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin su kirliliği konusunda defalarca uyarıldığı ortaya çıkıncaya kadar. Kurumun uyarı yazısına göre; su kirliliğine bağlı hastalıkların sayısı artmış, önlem alınmaz ise sorun kamuoyu ile paylaşılacakmış. Ama paylaşmaya gerek kalmadan bir gazete haberiyle konu kamuoyunun bilgisine sunuldu. Eğlencenin sonunda ortaya çıkan bu haber soğuk duş etkisi yaptı.
Sonunda durumu toparlamak Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na kaldı. Bakan Müezzinoğlu açıklamasında tartışmada “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin suyunun merkeze alınmasını doğru bulmuyorum. Halk Sağlığı Kurumu Ankara dışında, Eskişehir ve Tekirdağ’ı da uyardı” diyerek sorunun sadece AKP’li belediyelerle sınırlı kalmadığını, CHP’li belediyeleri de ilgilendirdiği ima etti.
Sağlık haberciliği yaptığım yıllar boyunca belediyelerin yaptığı su tahlilleriyle sağlık müdürlüklerinin yaptığı tahliller arasında her zaman büyük farklılıklar olduğunu gözlemledim. Bunlardan en çarpıcısı Malatya’da ortaya çıkmıştı.
2005 yılının sonlarına doğru Malatya’daki ishal salgınında hastaneye başvuran insan sayısı 8 bin 500’ü bulmuştu. Belediye ısrarla suda sorun olmadığını ileri sürüyordu. O dönem çalıştığım tv kanalından Malatya İl Sağlık Müdürü’nü telefonla arayarak sorunun kaynağını araştırmıştım. Yurt haberlerden gelen bilgilerin kaynağında hep belediye vardı. Belediye suçun kendisinde olmadığını ileri sürüyordu. İl sağlık müdürü telefonda sorunun nedeninin belediyenin kanalizasyon sisteminde yaptığı çalışmalar olduğunu açıkça ifade etti. Sağlık Müdürlüğü, belediyeyi defalarca uyarmış ama belediye konuyu görmezden gelmişti. Sonradan Sağlık Bakanlığı da bir basın açıklaması yapmış "ana şebekede sorun olmadığını ve kirliliğin lokal olduğunu, içme suyunun kirlenme nedeninin ise alt yapı çalışmaları olduğunu" belirterek sağlık müdürünü doğrulamıştı.
İstanbul’da AKP iktidarı döneminde de Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı tahlillerle İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün tahlillerinin uyuşmadığına defalarca tanık oldum. Bu çelişkiyi birçok kez haber yaptım.
Şimdi gelelim asıl soruya. Sorun, suyun kirli olduğu kentlerde belediye başkanlarının hangi partiye mensup olduğu mu, yoksa suyun kirliliği mi? Temiz suyun vatandaşa nasıl ulaştırılacağı mı? Belediye yönetiminin muhalefet partilerinde olduğu kentlerdeki su kirliliğini duyurup, AKP belediyelerin olduğu illerdeki su kirliliğinin görmezden gelinmesi mi gerekiyor?
Suya siyaset karışınca insan sağlığının uğradığı zararın boyutlarını nasıl ölçeceğiz?
Hangi partiden, hangi inançtan olursa olsun, açıklanmayan, üstü örtülen su kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle insanlar ölürse bunun hesabı nasıl verilecek?

Bu haber 930 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem