Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz... |
21 Ocak Perşembe günü sabah saat 10.00’da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanık’I ziyaret ediyoruz. Heyetin içinde TGC Başkanı Turgay Olcayto ve benimle birlikte TGS Başkanı Uğur Güç, DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren ve Haber Sen örgütlenmeden sorumlu genel sekreteri Osman Köse var.l
Gültan Kışanak kentin içinde bulunduğu durumla ilgili bilgi veriyor. Eski bir gazeteci olduğunu hatırlatarak gazetecilerin çalışma güvenliğinin sağlanmasının kendileri içinde önemli olduğunu vurguluyor. Diyarbakır Silvan’da Serhat Yüce isimli gazetecinin başına bir özel hareket polisinin silah dayadığını hatırlatıyor. Gazetecilerden ve yaptıkları haberlerden korkulmaması için de yöneticilerin yanlış yapmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Sorunlarımızı paylaşıp Kışanak'ın makamından ayrılıyoruz.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin hemen arkasında doktorlar ve sağlık çalışanları bir aydır barış nöbeti tutuyor. Bizleri görünce yüzleri az da olsa gülüyor. Çatışma bölgesi olan Sur içinde yeterli sağlık hizmeti verilemediğinden yakınıyorlar. Diyarbakır’daki çatışmanın tarafı olmadan sağlık hizmeti yapmaya çalışmanın zorluğuna dikkat çekiyorlar. Diyarbakır’ın soğuk havasından korunmak için tenekeler içinde yaktıkları ateşten çıkan kapkara dumanın içinde çay içerek ısınmaya çalışıyorlar.
Gazetecilerin de aynı sorunu yaşadığını düşünmeden edemiyorum. Taraf olmadan ya da taraf olmadığını anlatma zorunda kalmadan doktorluk ve gazeteciliğin yapılamadığı günleri yaşıyoruz ne yazık ki. Sağlık çalışanlarıyla vedalaşıp Sümer Park’ın yolunu tutuyoruz. Sümer Park’ta Resepsiyon salonunda Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve Özgür Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulları ile görüşüyoruz. Bizim heyetimiz ve Diyarbakır cemiyet yöneticileri sorunlarla ilgili görüşlerini paylaşıyor . Talepler ortak; halkın haber alma hakkı için görev yapan gazetecilerin can güvenliği ve çalışma güvenliğinin sağlanmasını istiyor bütün temsilciler. Gazetecinin barıştan yana olması, savaş karşıtı olması, halkı kışkırtacak manşetler atmamasının da önemi vurgulanıyor.
Toplantıyı izleyen 40 gazeteci var. Her biri teker teker söz alıp sorunlarını paylaşıyorlar. Sorunlar şu başlıklarda toplanıyor.
“-AA ve TRT dışında bölgede görev yapan gazetecilere de baskı yapılmasın, işimizi yapmamız engellenmesin.
-Gazetecilerin iktidar reklamı yapması beklenmesin.
-Haberler sebep gösterilerek ‘terörist’, ‘casusluk’ suçlamalarıyla gazeteciler gözaltına alınmasın.
-Gözaltına alınmaya tepki gösterdiğimizde “Geçmişte öldürülüyordunuz şimdi tutuklanıyorsunuz mutlu olun”denilmesin.”
Bütün sorunları Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy ile paylaşıyoruz. Vali Aksoy, heyetin temsilcilerinin anlattıklarını dikkatle dinliyor ve not alıyor. Diyarbakır’daki gazetecilerin can ve çalışma güvenliği içinde haber yapabilmesini istiyoruz. Vali Hüseyin Aksoy, gerekli hassasiyetin gösterileceğini ifade ediyor. Diyarbakır ziyareti sırasında öldürülen avukat Tahir Elçi’nin Başkanlığı’nı yaptığı Diyarbakır Barosu’na da taziye ziyaretinde bulunuyoruz. Yönetim Kurulu’ndaki üyeler Tahir Elçi’yi kaybetmenin derin hüznü içinde yaşadıklarını paylaşıyor. Biz de gözaltına alınmaları durumunda gazetecilere de destek vermelerini rica ediyoruz. Bize “yalnız siz değilsiniz, sendikacılar, öğrenciler, sivil toplum örgütü temsilcileri sık sık gözaltına alınıyor, hepsine yetişmeye çalışıyoruz” diyorlar. Kalbimiz Diyarbakırlı gazetecilerle birlikte çatışmanın en kısa sürede bitmesi dileğiyle kentten ayrılıyoruz.
Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem