* Siz ilaç sektöründe başarılı bir yöneticiyken, özel hastanecilik alanına geçtiniz. Size bukararı verdiren faktörler nelerdi?
- "Wyeth İlaç Sanayiinde çalıştığım 25 yılda kalite kontrol şefliğinden başlayarak Genel Müdürlüğe uzanan çok zevkli bir süreç yaşadım. 1989 yılında Dr. Said Haifawi İstanbul'da kurmakta olduğu hastane projesinden çok etkilendim. İnternational Hospital gerçek anlamda özel hastane olarak Türkiye'de bir ilk olacaktı. Kazandığım tüm yöneticilik deneyimlerimle özel sağlık sektörüne geçtim ve 15 yıl süre ile International Hospital'in aşarısı için hizmet verdim."
* International Hospital'da uzun yıllar kendi oluşturduğunuz ekiple çalıştınız. Bu ekip birçok özel hastanenin ekibinin oluşmasına da katkı sağladı. Özel sağlık sektöründe sağlık ekibinin devamlılığı, hem hastaya verilen hizmet, hem de hastane açısından nasıl bir değer taşıyor sizce?
- "Özel Sağlık Sektörü 1990 yılında ülkemizde yeni oluşan bir sektördü ve deneyimli eleman yoktu. Biz oluşturduğumuz deneyimsiz ama yetenekli genç bir kadro ile uzun yıllar çalıştık. Bu kadro mükemmel bir hizmet anlayışı yönetimini yerleştirdi. Bu kadro oğul vererek diğer özel hastanelere transfer oldu ve orada başarılı yönetimler kurdular. Bizde boşalan kadroları kendi içimizdeki personelle doldurarak hizmette sürekliliği sağladık. İstikrarlı kadrolar, hizmet kalitesinin devamını sağlar 1990 yılında kurulan International Hospital'da 2005 yılında 15 yılını dolduran 70, 10 yılını dolduran 110 personel vardı. Bu genel personel sayısının yüzde 25'ine tekabül ediyordu. Ancak
günümüzde ekonomik krizin hizmet kalitesini olumsuz yönde etkilemesi çok doğaldır. Hasta hem sağlığına ayıracağı para nedeniyle, hem de aldığı hizmet kalitesinden dolayı krizden etkilenmektedir.
* Türkiye'de sağlık personeli açısından sıkıntı çekilirken bir yandan da zincir hastanelerin sayısı artıyor. Bu sizce kaliteyi etkileyen bir faktör mü?
- "A tipi hastaneler deneyimli ve yetenekli kadroları, güncelleştirilmiş teknolojileri, hizmet kalitesi ve verdiği hizmet çeşitliliği ile öne çıkarlar. Zaaf olarak görmesem de bu hastanelerin idari ve medikal kadrolarında yaşanan istikrarsızlıklar negatif bir unsur olarak görülebilir. Zincir hastanelerin hastalarına vermekte olduğu hizmete bir farklılık olabileceği kanaatinde değilim. Ancak yönetsel bazı zorunluluklardan doğan farklılıklar olabilir."
* Özel sağlık sektörü Türkiye'de verilen sağlık hizmetinin ne kadarını karşılıyor? İstihdam açısından önemli bir iş veren olduğu söylenebilir mi?
-"Özel sağlık sektörünün ülkemizde verilen sağlık hizmeti oranı genelde yüz 15 dolayındadır. Ciro da da bu oran civarındadır. Ancak özel sektör iş gücünü çok ergonomik kullanabildiği için iş gücü kullanım oranı yüzde 10un altındadır."
* Genel Sağlık Sigortası'nın yürürlüğe girmesi sizce sektörü nasıl etkiledi?
-"Genel Sağlık Sigortası üç ayrı sosyal güvence kurumunun bir çatı altında toplanıp hizmet satın alımının tek elden yönetilmesi olması gereken, yıllarca beklediğimiz doğru bir oluşumdur. Ancak bu oluşum başlangıçta özel sağlık sektörünün gelişmesinde ne kadar olumlu etkisi olduysa bu günkü uygulamalar özel sağlık sektörünün yaşamınınsonlandırılmasında o kadar etkin olacaktır."
* Özel hastanecilik deneyiminize baktığınızda dönüm noktası olarak nitelendirdiğiniz zaman dilimleri hangileri sizce?
"Özel hastaneciliğin dönüm noktası 1990 yılında faaliyete geçen International Hospital ve Florence Nightingale Hastaneleri'nin başarılarıdır. Bu başarı yatırımcıları cesaretlendirmiş ve yeni A tipi özel hastaneler açılmaya ve zincir oluşturulmaya başlamıştır. 2. önemli dönüm noktası kamu hastalarının özel hastanelerde tedavi olma olanağı sağlanmasıdır. Maliye Bakanlığı'nın tespit ettiği fiyatlara kamu hastaları özel hastanelerin uyguladığı değişik fark ücretlerle hizmet alması sektörün gelişmesini sağlamıştır. 3. dönüm noktası ise Bakanlar Kurulu Kararı ile fark ücretlerinin SUT tarifesi üzerinden yüzde 30'la sınırlandırılması ve Sağlık Bakanlığı'nın 15 Şubat 2008 tarihli
kararnamesi ile özel sağlık sektörünün gelişmesine getirilen sınırlamadır."
* Hükümetin özel sağlık sektöründe personel alımını, teknoloji ve hastane yatırımını kısıtlayan 15 Şubat kararları özel sağlık sektörü açısından nasıl bir maliyete neden oldu, sektör kısıtlamaları göğüsleyebildi mi?
-"15 Şubat 2008 tarihli Sağlık Bakanlığı kararnamesi ile sağlık personeli ve yeni kurulacak sağlık üniteleri planlama kapsamına alındı. Kararname içeriği ülkenin sağlık hizmetlerinin ve ünitelerinin ergonomik kullanımı yönünden son derece yararlı olacaktır. Ancak ön izin alınmamış bir çok yatırım planlama kapsamına alındığı için yatırımcıların çok ciddi zararlarına neden olmuştur. Sağlık personelinin planlanmasında tek yetkinin; hem kural koyan, hem denetleyen, hem de hizmet satan Sağlık Bakanlığında oluşu haksız rekabet oluşturmaktadır. Uygulamanın ya tarafsız bir kuruluşa verilmesi veya Sağlık Bakanlığının oluşturacağı komisyonda eşit söz hakkı olacak sivil toplum örgütlerinin yer alması gerekir. Özel hastaneler beklentilerini bulabilmekten çok uzak olduğu gibi yaşamları sürdürebilme kaygısı içindedirler."
*SGK ile anlaşma yapan özel hastanelerin sağlık harcamalarının artmasına yol açtığına dair görüşler var. Sizce bu iddialar ne kadar gerçekçi? Özel hastaneler yatırımlarına devam edecekler mi?
-"Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki örneklerine bakıldığında özel sektör sağlıkharcamalarının yüzde 15-30 ünü temsil etmektedir. Bu nedenle sayıları değil yatak kapasiteleri dikkate alındığında özel hastaneler gelişim sürecini henüz tamamlamamıştır. Aslında planlama ile özel hastanelerin gelişimi kontrol altına alınmıştır. Bu şartlar altında yatırımların devam edebileceğini sanmıyorum. Başlamış olan projeler tamamlanabilir.
* Özel hastane sayısındaki artış karlılıkla özdeşleştiriliyor. Özel hastaneler günümüzde kar edebiliyorlar mı? Hükümetin global bütçe uygulamasından nasıl etkilenir sizce sektör?
-"Sektörle yapılan toplantılarda hastanelerin karlılıkları konusunda olumlu görüş belirten hastane sayısı çok az. Özel hastaneler salt öz kaynakları ile kurulmamakta kredi kullanmaktadırlar. Belli oranda kar eden hastaneler kredi geri ödemelerinde zorlanıyorsa elde edilen karın pek önemi olmaz. Dünyadaki "Global Bütçe" uygulamaları bir çok değişik kural içeriyor. Bizde içerik ve çerçeve çok net açıklanmadığı için yorum yapabilmek zor. Olumsuz etkilenmemiz olasılığı var.
* Özel hastanelerin çoğu fark ücreti sınırlaması, muayene ücreti dikkate alındığında haksızlığa uğradığını ileri sürüyor.
-"Özel hastaneler fark fiyat ve farklı fiyat uygulamalarında haksız ve çifte standartla karşı karşıyadır. Bir tarafta binası, ekipmanları, personel ücretleri finanse edilen kuruluşlarda bunları kendi öz kaynakları ile karşılayan kuruluşlar aynı düzemde değerlendirilse mevcut haksızlık oluşur."
* Hükümet hem özel sektörde hem de kamu hastanelerinde sınıflandırmaya gitmeye hazırlanıyor. Özel sağlık sektörü böyle bir sınıflandırmaya hazır mı?
-"Sınıflandırma taslağını ayrıntılı olarak inceledim. Bazı maddelerin değerlendirilmesinde
oldukça zorlanılacaktır. Ayrıca değerlendirme tarafsız bir kuruluş ile çoklu katılımla
gerçekleştirilmelidir.
* Türkiye'de genel olarak yaşanan doktor, hemşire ve sağlık personeli açığından özel sağlık sektörü nasıl etkileniyor?
-"Medikal, paramedikal ve nitelikli sağlık personeli açığını ayrı bir sorun olarak yaşamaktayız. Mevcut personelin en verimli şekilde kullanılmasına planlama yardımcı olacaktır. Sorun; planlamanın verilerine göre yönlendirilecek eğitim kurumları ile aşılacaktır .
* Özel hastaneler sık sık Sağlık Bakanlığı ve SGK ile geriliyor. Özel hastaneler olmasa Türkiye'de sağlık hizmetleri yürür mü?
-"Sağlık Bakanlığı, SGK ve özel hastaneleri bir sayacak konumundadır. Ne kadar 'özel hastaneler olmasa da sağlık hizmetleri yürür görüşü' varsa da hiçbir ülke özel sektörü yok sayamaz. Özel sektör ülkelerin geleceğidir. Üç kurum bir araya gelerek eşit şartlarda sorunlarına çözüm aranmalı ve bulunmalıdır. Çözümsüzlük özel sağlık sektörünü geriye götürürken sağlık hizmet kalitesinde sürekliliğinde ve ulaşımında sorunlar yaşanır.
* Siz uzun yıllar emek verdiğiniz Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği'nden sonra Avrupa Hastane Yöneticileri Derneği icra kuruluna seçildiniz. Bu önemli görevin tanımını
açar mısınız?
-"Ben 2003 yılından bu yana Avrupa Hastane Yöneticileri Derneği'nin icra kurulu üyesiyim. 2006 yılında yapılan Genel Kurul'da 2010 yılına kadar aynı göreve seçildim. Her yıl Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde 2-3 kez toplanıyor ve hastane hizmetleri ile tıptaki gelişmeleri değerlendiriyoruz. Türkiyenin de Banu Küçükelle temsil edildiği bilimsel komitemiz önemli çalışmalarını üye ülkeler ile paylaşıyor. 27 ülkenin temsil edildiği derneğimizin üyeleri arasında mükemmel bir uyum ve paylaşım var.
* Yoğun geçen bir iş yaşamınız var. Özel zamanlarınızda stresinizi kontrol etmek için kullandığınız seçenekleriniz neler?
-"İş dışında kalan çok kısıtlı zamanımı ailem ve dostlarımla değerlendirmeye çalışıyorum. İki harikulade torunumla çok özel ve güzel vakit geçiriyorum. Ayrıca hobi atölyemde hafta sonları zaman buldukça çalışıyorum. 45 yıllık çalışma hayatımın tamamı yönetici olarak geçti. Uzun süre çalışma hayatımda stresimi kontrol edebilmeyi öğrendim. Yöneticinin stresi mutlaka alt kadrolara geçer. Kurumsal başarıyı yakalamak ancak stressiz ortamda mümkündür."