Lenfomayla savaş için yürüdüler
14 Eylül Dünya Lenfoma gününde, son 10 yıldır düzenli artış gösteren hastalığa dikkat çekmek için yürüyüş yapıldı.
17.9.2014 18:08:55

Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği tarafından Dünya Lenfoma Günü nedeni ile Ankara’da Ahlatlıbel’de yürüyüş düzenlendi. 14 Eylül'deki yürüyüşe dernek üyeleri ve hastalar katıldı. Türkiye’de 100 bin nüfusta yaklaşık 20 kişide ortaya çıkan lenfomanın artışından insan ömrünün uzaması sorumlu tutuluyor.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan lenfoma görülme sıklığındaki artışı şöyle açıklıyor:
“Ömür uzaması güzel ancak yaşlılık lenfoma için önemli bir risk faktörü. Ülkemizin yaşlı nüfusu giderek artmaktadır. Dolayısı ile önümüzdeki yıllarda lenfomalı hasta sayısı artacak. Lenfoma tedavi başarısı yüksek olan bir hastalık ancak tedavi maliyeti oldukça yüksek dolayısı ile ülke ekonomisini yakından ilgilendiriyor. Özellikle zamanında tanı konulamaması tedavi başarısını azaltarak maliyetleri çoğaltıyor.”

LENFOMALARDA MUTLAKA İKİ PATOLOJİ MERKEZİNDEN GÖRÜŞ ALINMALI

Lenfomanın kesin tanısı biyopsi ile konuluyor. Prof. Dr. Muhit Özcan mutlaka en az iki merkezden görüş almak gerektiğine, ülkemizde tanının değişme olasılığının yüzde 20 olduğuna dikkat çekti.
“Alınabilecek önlemler elbette mevcut: Sigara kullanımı hastalık riskini artırıyor, sigaradan uzak durulmalı. Kimyasal maddeler ve enfeksiyonlar lenfomaya yol açan önemli sebepler arasında.
Tanıyı zamanında koymak kadar tam ve kesin doğrulukla tanılamak çok önemli. Çünkü lenfomada deneyimli merkezlerde tanının yüzde 20’ye yakın bir oranda daha iyi veya daha kötü bir tanıyla değiştirilebildiği bilinmekte. Lenfomanın zamanında ve doğru tanısından sonra doğru tedavi de son aşamadır. Başlangıçtaki yetersiz tedaviler tıbbi başarısızlığa ve maliyet artışına yol açarken aşırı tedaviler de hastaya ek başka riskler getirmektedir. Lenfoma için mucizevi formül: Günde sıfır paket sigara ve bir paket yürüyüştür.” Dedi.

Kendisi de lenfoma hastası olan Başak Erdem hastalara tedavi süresince doktorlarına inanmalarını ve dediklerini uygulamalarını önerdi.

“Hasta olduğum duyulunca yakın, uzak tanıdıklardan ve hatta onların tanıdıklarından reçeteler ve alternatif tedavi önerileri yağmaya başladı. Doktorum bilgi kirliliğine paydos dedi, dinledim. Kemoterapiyle etkileşimini bilemeyiz diye acayip çay bitki karışımları yok dedi, dinledim. Tedavi sırasında hastanelerde sigortalı, sigortasız bir sürü insanı ve onlarla bu hastalığı yaşayan hasta yakınlarını, bütçe olmadığı için az sayıda olan kemoterapi hemşirelerinin bitmeyen koşturmacılarına tanık oldum. Bu çok pahalı bir hastalık. Ucuz olup elzem olan da kar marjı düşük olduğundan bulunamıyor ve karaborsada ağırlığınca altın değerine kavuşuyor. İlaç bulunamıyor gibi olunca insanın kalbi sıkışıyor çünkü kötü hücreler beklemiyor, çoğalmaya devam ediyor. Bu çaresizliği hiç kimsenin yaşamamasını dilerim. Bütün dileğim şansıma olan bu gidişatın derneğimizin insanlara yol ve yön göstermesiyle şans olmaktan çıkıp standartlar sağlaması. Türkiye’nin her yerinde standart kalitede laboratuarlar doğru teşhisi getirir ve hastalıklar için standart protokollerin uygulanması kan kanserleri tedavilerindeki yaşam oranını arttırır.”


www.sagliktagundem.com sitesinden 2.5.2024 18:02:18 tarihinde yazdırılmıştır.