Kamu kanser merkezi sayısı artmalı
Türkiye'de her yıl 150 bin kişi kanser hastası haline geliyor. Uzmanlar kamu kanser merkezlerinin yoğunluğunun arttığına dikkat çekiyor. Yeni merkezler açılması gerektiği vurgulanıyor.
30.11.2016 10:59:51

Antalya'da yapılan 7. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi’nde kamuda kanser merkezlerinin artırılması gerektiği konusuna dikkat çekildi.Türk Akciğer Kanseri Derneği tarafından düzenlenen kongrede bBir akciğer kanseri hastasıınn tanı aldıktan sonra altı hafta içinde tedavisinin başlanması gerektiğine işaret eden bilim insanları, ancak özellikle büyük kentlerdeki yoğunluk nedeniyle tedaviye başlama sürecinin uzayabildiğini dikkat çektiler.
Sağlıkta Gündem olarak yönelttiğimiz “Türkiye’de kamu hastanelerindeki kanser merkezlerinde aşırı yığılma var. Özel hastanelerde de kemoterapi uygulamaları sırasında hastalardan işlem başına 250-400 lira arasında ücret alınıyor. Özel hastane ‘bu benim uygulama ücretim, almazsam zarara giriyorum’ diyor. Bu durumda SUT’da bu ücretin de karşılığı olması gerekmiyor mu? Hasta çaresiz kalmıyor mu?  Meslek örgütlerinin bu konuda Sağlık Bakanlığına bir önerisi var mı?” sorusuna uzmanlar şöyle yanıt verdi:
Türkiye Akciğer Kanseri Derneği Başkanı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Bilim Dalı’nda görev yapan Prof. Dr. Rıza Çetingöz hastalara ayrılan sürenin yeterli olması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bu hastaların gerek tanısının gerekse tedavisi planlanırken hasta başına ayrılabilecek olan süre. Yani beş dakikada bir hasta görmeyle bu işin ön görülemeyeceğini vurgulamak lazım Çünkü hastanın bir öyküsünü bile 15 dakikada alamıyorsunuz. Muayenesini yapmanız, tedavi kararını almanız bunu hastayla paylaşmanız  gerekiyor. Çünkü kanser tedavisi sivilce sıkmak gibi bir tedavi değil.  Birlikte kullandığınız tedavilerde yan etkilerin çok fazla olduğu bazen yaşamı tehdit eden tedaviler olduğunu unutmamak lazım. Bunları hastalarla değerlendirip onaylarını aldıktan sonra bu işlere girişmek gerekiyor.”
ALTI HAFTADA TEDAVİ PLANLANABİLMELİ
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahi Merkezi’nde görev yapan  Doç. Dr. Ülkü Yılmaz ise bir akciğer kanserli hastanın hekimle ilk profesyonel karşılaşmasından sonra altı hafta içerisinde bütün tanı ve evreleme işlemlerinin bitirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bunun çözümü de sonuçta multidsipliner ekiplerin hastalığa çok özel multidsipliner hastanelerin ya da tanı merkezlerinin olması, tanı aşamasından tedavinin tüm aşamalarını gerçekleştirmeye kadar” dedi. 
Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Medikal Onkoloji Prof. Dr. Nil Molinas Mandel ise “Benim çok istediğim şey devlet üniversitelerinin tabi ki yeniden toparlanması. Biz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çok sayıda hastaya bakardık bakardık bir günde ve hastalar 4-5 hemşireyle idare ederdi. Şimdi bunun hem hemşire hem de bakacak doktorun sayısının arttırılması ve böyle hazır donanımlı merkezlerin geliştirilmesi de önemli” dedi ve şunları ekledi:
“Çünkü İstanbul nüfusu giderek artıyor ama üniversiteler geliştirilmeyip yerine SGK anlaşmalı özel hastanelerle bağlantı olunca hasta da diyor ki, ‘ben bir parça fark veririm gene gider daha konforlu, daha erken tedavimi alırım.’ Tabi bu uygun bir seçenek mi? Bir kısım hasta için olabilir. Ama imkânı olmayan hastalar gerçekten zor durumda kalıyor. Yoksa üniversite hastaneleri olarak Marmara, Cerrahpaşa, Çapa, GATA hepsi oldukça yoğun hasta görmeye devam ediyorlar. Şişli Etfal, Kartal bunların hasta sayılarını artıramazsınız çünkü kapasite belli, ama onun dışındakilerin bazılarının da kendi imkanları dahilinde farklı bir merkezde daha belki konforlu tedavi görmeye çalışıyorlar.’


www.sagliktagundem.com sitesinden 26.4.2024 21:09:32 tarihinde yazdırılmıştır.