HIV ve AIDS için pozitif işbirliği
Pozitif Yaşam Derneği’nin yürüttüğü “HIV/AIDS ile Yaşayanların Haklarına Yönelik Savunuculuk ve Farkındalık yaratma” projesi kapsamında yasa tasarısı oluşturmak amacıyla İstanbul'da yapıldı.
10.2.2011 16:52:11

İSTANBUL-HIV ve AIDS ile yaşayanların haklarını korumak için yasal bir çerçeve oluşturma amacıyla 2. toplantı İstanbul'da Nippon Otel'de yapıldı.

Pozitif Yaşam Derneği’nin yürüttüğü “HIV/AIDS ile Yaşayanların Haklarına Yönelik Savunuculuk ve Farkındalık Yaratma” projesi kapsamında düzenlenen toplantıya 31 kurumdan 42 kişi  katıldı. Toplantıya İstanbul Valiliği ve İnsan Hakları İl Masası, İstanbul – Beyoğlu Millî Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi, Beyoğlu Milli Eğitim Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Yasama Derneği, Sivil Toplum Kuruluşları, ilaç firmaları, doktorlar, avukatlar ve HIV ile yaşayanlar katıldı. Toplantıda Pozitif Yaşam Derneği proje koordinatörü Murat Köylü şöyle konuştu:

 “HIV ile yaşayanların hakları bazı ülkelerde doğrudan yasalar ile korunurken kimi ülkelerde mevcut diğer yasalar çerçevesinde değerlendirilmekte ve korunmaktadır. Gelişmiş ülkelerden biri olan Fransa’dan Pakistan’a kadar daha dezavantajlı pek çok ülkede HIV/AIDS ile ilgili tüm konulara değinen, oldukça kapsamlı yasalar mevcuttur. Bu yasaların ortak amacı; HIV‘in yayılımını engelleyici politikalar ve HIV/AIDS ile yaşayan kişileri ayrımcılıktan korumak, haklarını kullanılabilir hale getirmektir. HIV ile yaşayanların sahip oldukları haklarını koruyan bir yasa olmadığı için her türden ayrımcılığa maruz kalabiliyorlar. Pek çok uluslararası ve ulusal yasa açısından açık suç teşkil etmesine rağmen HIV ile yaşayanların statüleri kendi rızaları ve bilgileri olmadan 3. kişiler ile paylaşılıyor. Hiçbir gereği ve dayanağı olmadığı halde okuldan uzaklaştırılıyor, işten çıkartılıyor, evlendirilmiyor, sosyal çevrelerinden dışlanıyorlar.” . 

Toplantıda  Proje Direktörü Serhan Karataş ise HIV ile yaşayanların insan hakları konusundaki farkındalıklarını geliştirmenin önemine işaret etti:

“Sivil toplum kuruluşlarının, hükümet kuruluşlarının ve parlamento üyelerinin HIV ile yaşayanların insan hakları konusundaki farkındalıklarını zenginleştirmek ve HIV/AIDS`e yönelik toplumsal sahiplenmeyi arttırmak” adlı, çok bileşenli ve geniş kapsamlı bir proje yürütmekteyiz. Toplumun tüm kesimlerini doğrudan ve eşit olarak ilgilendiren HIV/AIDS konusunda ayrıntılı ve kapsamlı bir yasa taslağı oluşturmak, projenin hedeflerindendir. Bu taslağı, çeşitli toplantılar ve demokratik katılımcı bir süreç sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunmayı diliyoruz..” 

HIV/AIDS MEVZUATI

HIV/AIDS’in tarihi ve Türkiye’de HIV/AIDS, Tıbbi boyut ve sağlık mevzuatını aktaran Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ABD öğretim görevlisi Prof. Dr. Deniz Gökengin tanı ve testler, sosyal güvence ve tedaviler ile ilgili bilgi verdi, yaşanan sorunlara dikkat çekti;

“Türkiye’de güncel tanı yöntemleri kullanımda. 2007 yılında 4 ilde 11 Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri (GDTM) kuruldu. Ancak; halen eski kuşak testleri kullanan hastaneler var ve GDTM’nin hiçbiri çalışmıyor. Buralarda kişisel bilgiler sorgulanıyor, mahremiyet gözetilmiyor. Bunlarda kişilerin geç HIV tanısı almasına ve kimi zaman da ölümlerine neden olabiliyor” dedi ve ekledi;

“Tanı ve tedavi 1996’dan bu yana sosyal güvence kapsamında. SGK uygulamalarında katkı payı alınmıyor. Buradaki en önemli sorunlar ise: HIV’i baskılayan (ARV) tedaviler her eczanede satılmıyor. Dirençli hastalar için yurt dışından ilaç lisans başvurusunun işlemi çok zahmetli ve uzun sürüyor. Son ilaç seçeneği olan HIV pozitif kişinin tedavisi kesintiye uğrayabiliyor. Direnç gelişen hastalarda hayati önem taşıyan ilaçlar için başka seçenek yok. Gerek ülke koşullarına göre hazırlanmış kılavuzlar bulunmaması, gerek hekimlerin yeterli bilgi ve beceri donanımına sahip olmaması, gerekse sağlık hizmetlerinin kaliteli ve tutarlı olmaması HIV tedavi ve takibinde sorunlara neden olmaktadır. Öte yandan HIV/AIDS konusunda toplumsal düzeyde bilgi eksikliği olması, ilk orta ve yüksek öğretim müfredatında HIV ve AIDS’in çok az düzeyde ve sadece tıbbi boyutu ile yer alması, HIV’den korunma önlemlerinin teşvik edilmemesi ülkemiz açısından ciddi sorun teşkil etmektedir."

Ekonomik, sosyal, kültürel açılardan HIV/AIDS ve hukuk sunumunu gerçekleştiren Pozitif Yaşam Derneği Hukuk Danışmanı Av. Habibe Yılmaz Kayar şöyle konuştu:

“HIV/AIDS, sadece tıbbi ve toplumsal bir sorun olmayıp, üzerinde önemle durulması gereken bir insan hakları meselesidir. HIV’le ilgili olarak tıbbi ve toplumsal düzeyde edinilen yanlış bilgiler HIV ile yaşayan insanlar/kurumlar için çözülmesi gereken en büyük sorunlardan birini oluşturmaktadır. İnsan haklarına saygılı, insani yaklaşım HIV/AIDS ile mücadelede tek etkili yöntemdir.” dedi.
Pozitif Yaşam Derneği’ne gelen hukuk danışmanlıklarından derlenerek hazırlanan üçüncü Hak ihlalleri Raporundan ihlal vakaları örnekleri paylaşan Kayar: “HIV pozitifler yasal güvencelerden diğer vatandaşlarla eşit olarak yararlanamamaktadır” dedi.

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevki Sözen HIV/AIDS temelinde hasta hakları, hekim sorumluluğu ve adli tıp sunumunda HIV ile yaşayanların sağlık hizmetlerinden adalet ve hakkaniyet çerçevesinde yararlanma, diğer hastalardan ayrım yapılmaksızın, uygun sağlık bakımı alma ve bu tedaviye devam edebilmelerinin önemini vurguladı.

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hastalarının sağlığına, kişiliğine, iç hukuk ve milletler arası hukuktan doğan haklarına saygı göstermekle yükümlü olduğunu aktaran Sözen; “Hekimin hastasından tanı ve tedavi yöntemleri ile ilgili aydınlatılmış onam alması, mahremiyetine özen göstermesi, sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yeterli sağlık bakımı ve tedavi verme ile yükümlüdür. Hekim aynı zamanda hastanın tıbbi durumunun, tanısının, prognozunun, tedavisinin ve diğer bütün kişisel bilgilerinin ölümden sonra bile gizli tutulmasından sorumludur.” diyerek hekimlerin diğer sorumluluklarına dikkat çekti.


www.sagliktagundem.com sitesinden 4.5.2024 00:51:11 tarihinde yazdırılmıştır.