Dünyanın gidişatı bozuk
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ''İklim Değişikliği ve Sağlık Üzerine Gerçekler'' araştırması Dünyanın yakın geleceğindeki tehditleri ortaya koyuyor.
9.12.2009 14:39:40
DSÖ dünyadaki iklim değişikliği verilerini ve bunların neden olduğu sorunları kendi internet sitesinde açıkladı. Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgileri kapsayan DSÖ açıklamasında iklim değişikliğinin sağlık sorunlarını artıracağına işaret ediliyor. Açıklamada son 50 yıl içinde fosil yakıt kullanımından kaynaklananlar başta olmak üzere karbon dioksit ve diğer sera gazları salınımının iklim değişikliğinde önemli etkisi olduğu belirtiliyor.
Veriler, atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunun, endüstri devrimi öncesine göre yüzde 30 arttığını gösteriyor. Bu yoğunlaşma atmosferin alt katmanlarında daha fazla ısı tutulmasına ve sera etkisi oluşmasına neden oluyor.
Yeni oluşum zaman içinde iklim koşullarını farklılaştırarak aşırı sıcaklara bağlı ölümlere ve bulaşıcı hastalıklara kadar sağlık açısından geniş bir risk yelpazesi oluşturuyor. İklim ve hava koşullarının, tropik bölgelerden kutuplara kadar insanların ve tüm canlıların yaşamına doğrudan ve dolaylı etkileri bulunuyor.

AFETLER AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİ DAHA ÇOK ETKİLİYOR
Farklılaşan koşullarla ortaya çıkan iklim değişiklerinin neden olduğu yağışlara bağlı seller ve afete dönüşen etkin hava olayları bir çok bölgede üretim alanlarını olmusuz etkiliyor ve insanların geçim kaynakları ve mal varlıkları tehlikeye giriyor.
Bu etkenler can kayıplarını da beraberinde getiriyor. Eldeki veriler can kayıplarının daha çok gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü gösteriyor. Dünya genelinde 1990’lı yıllarda meydana gelen hava olaylarında hayatını kaybeden 600 bin dolayında insanın yüzde 95’ini az gelişmiş ülkelerde yaşayanlar oluşturuyor.
Hava olayları yanında yoğun sıcaklık dalgalanmaları, hipertermi ve hipotermi gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabiliyor, kalp ve solunum hastalıklarından ölüm oranlarını artırıyor. Son çalışmalar, 2003 yılı yaz aylarında Batı Avrupa'da rekor düzeyde artan sıcaklıklara bağlı olarak, yaklaşık 70 bin kişinin hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.
Polen ve diğer havada uçan alerji yapıcıların havadaki miktarı da yüksek sıcaklıkla birlikte artıyor. Bu da 300 milyon civarındaki astım hastasını doğrudan etkiliyor.

GERGİNLİK VE ÇATIŞMA RİSKİNDE ARTIŞ
Küresel ısınmanın getirdiği tehditlerden birini de denizlerin yükselmesi oluşturuyor. Isınmaya bağlı olarak kutuplarda görülen erime bir yandan kutup bölgelerindeki yaşam dokusunu değiştirirken bir yandan da kara parçalarının sulara gömülmesi olgusunu gündeme getiriyor. Buna bağlı olarak dünya genelinde kıyı yerleşim bölgelerindeki nüfusun göç etmek zorunda kalacağı belirtiliyor.
Karaların sular altında kalmaya başlaması önümüzdeki 100 yıl içinde nüfusun artmasına karşılık yerleşim alanları ve tarım alanlarının daralması anlamına geliyor. Artan nüfus, azalan toprak dünya için yakın gelecek için çatışma nedeni olarak yorumlanıyor.
Günümüz verilerine göre, Dünya nüfusunun yarısından fazlası, denizlerin çevresindeki 60 kilometrelik kıyı şeridinde yaşıyor. Toprakların sular altında kalmasıyla nüfusun yer değiştirmek zorunda kalması, gerginliği ve çatışma riskini artırıcı etken sayılıyor.
Öte yandan bozulan iklim ortamında doğrudan yaralanma ve ölümlere neden olan sellerin ardından oluşan sulu alanlar, hastalık yapıcı organizmaları taşıyan sivrisinekten bulaşan hastalıkların artma riskini de yükseltiyor.

SU KITLIĞI, HER 10 KİŞİDEN 4'ÜNÜ ETKİLİYOR
Dünyadaki yağış düzenin bozulması kullanılabilir su kaynaklarına erişimi de zorlaştırıyor, Su kıtlığı, küresel olarak her 10 kişiden 4'ünü etkiliyor.
Hijyen ve sağlığı tehlikeye düşüren yetersiz ve düşük kaliteli su hastalık nedeni sayılıyor. Araştırmada, her yıl yaklaşık 2,2 milyon kişinin ölümüne neden olan ishal ve ''Trahom'' adlı körlüğe neden olabilen göz enfeksiyonu gibi hastalıkların görülme sıklığında artış olabileceği belirtiliyor.
Ayrıca kaliteli su kaynaklarının azalmasına bağlı olarak uzaktan şu taşımak zorunda kalınmasıyla evlerdeki suyun kirlilik seviyesinin ve buna bağlı olarak hastalıkların artmasından endişe ediliyor.

İSHAL, SITMA VE YETERSİZ BESLENME
İklimsel koşullarındaki değişim su kaynaklarındaki farklılıklarla ortaya çıkan ishal ve sıtma gibi hastalıkları artırıyor. İklime duyarlı bu hastalıklar, en büyük ''küresel katiller'' arasında yer alıyor.
DSÖ kaynakları, Dünyada ishal, sıtma ve yetersiz beslenme nedeniyle 2004 yılında 3 milyondan fazla kişi hayatını kaybettiğini, bu ölümlerin üçte birinden fazlasının Afrika'da gerçekleştiğini gösteriyor.
Yetersiz beslenme, sıtma, ishal ve solunum yolu hastalıklarına karşı güçsüz kıldığı için, her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor.
Hava sıcaklıklarının yükselmesi ve düzensiz yağışların, gıda güvenliğinin zaten problem olduğu tropikal bölgelerdeki gelişmekte olan ülkelerde ürün verimini azaltması bekleniyor.

BİSİKLET SÜRÜN, YÜRÜYÜN
DSÖ, hazırladığı dosyada, sera gazı emisyonlarını azaltmanın önemine dikkati çekiyor.
Toplu ulaşım ve özel araçlar yerine bisiklet veya yürümek gibi aktif hareketi teşvikin, karbondioksit emisyonları azaltabileceği ve kamu sağlığına olumlu etkisi olacağı ifade ediliyor.
Bunun, sadece trafik yaralanmalarını değil aynı zamanda hava kirliliğiyle ilişkili solunum ve kardiyovasküler hastalıkları da azaltacağı kaydediliyor.
Fiziksel aktiviteyi artırmanın, genel ölüm oranlarında azalma sağlayacağı belirtiliyor.

www.sagliktagundem.com sitesinden 19.4.2024 00:56:37 tarihinde yazdırılmıştır.