Diyetisyenlerin diyaliz isyanı sürüyor
Türkiye Diyetisyenler Derneği çalışma alanlarının daraltılacağını ileri sürüyor. Dernek, diyaliz merkezlerinde diyetisyen çalıştırılması zorunluluğunun kaldırılmaya hazırlanılmasından şikayetçi.
3.6.2010 00:13:42

İSTANBUL-Türkiye Diyetisyenler Derneği, yeni hazırlanmakta olan Diyaliz Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik'te diyetisyen çalıştırma zorunluluğunun kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çekerek, "Diyetisyen, devre dışı bırakıldığında hastalara diyet eğitimi verilemeyecek hastalığın seyri ve seans sıklığı artacak bu da SGK ‘nın maliyetlerinde artışa neden olacaktır. Halbuki, merkezde yapılan tedaviler ile birlikte diyet eğitimi verilen hastanın seans sayısı azalabilmekte, ilaç maliyetleri düşmekte ve hastanın yaşam kalitesi artmaktadır" açıklamasını yaptı.

Sağlık Bakanlığı’nın özel diyaliz merkezi açma koşullarını düzenleyen yönetmelikten diyetisyen çalıştırma zorunluluğunu çıkarmasına diyetisyenler isyan ediyor. Türkiye’de sayısı 980 olan diyaliz merkezlerinin 390’ını özel merkezler oluşturuyor. Bu merkezlerde de 300 diyetisyen görev yapıyor. Yeni hazırlanan yönetmeliğin 300 diyaliz diyetisyeninin çalışma güvencesini ortadan kaldıracağına dikkat çeken Türkiye Diyetisyenler Derneği Başkanı Mine Akın, sağlığın bir ekip çalışması olduğunu belirtiyor ve ve bu ekipten diyetisyenin çıkarılmasının bir hata olduğuna dikkat çekiyor.

SGK'nın 5 yıldır diyaliz seans ücretlerinde gerekli artışı yapmadığı için merkezlerin  maliyetlerini azaltmak için bazı zorunlulukların kaldırılmasına izin vereceğini ileri süren Türkiye Diyetisyenler Derneği şu noktalara vurgu yaptı.

"Bu durumda nefrolog, diyetisyen, diyaliz teknisyeni çalıştırma zorunluluğu kaldırılmak isteniyor.  Diyaliz tedavisi , ekip işidir kronik bir hastalık olan böbrek yetmezliğine birçok komplikasyon (dyiabet, kalp hastalığı, hipertansiyon) eşlik etmektedir. Diyaliz’e giren hastaların ilaç tedavisi ve diyet tedavisi birbirini desteklemektedir. Diyet tedavisi ve ilaç tedavisi birbirinden ayrı tutulamaz. Diyetisyen, bu sistemin dışında tutulduğunda diyet eğitimi gerektiği gibi verilemeyeceğinden hastalığın seyri ve seans sıklığı artacak belki daha çok ilaç kullanılarak bazı şeyler kontrol altına alınmaya çalışılacak bu da SGK ‘nın maliyetlerinde artışa neden olacaktır.
Halbuki, merkezde yapılan tedaviler ile birlikte diyet eğitimi verilen hastanın seans sayısı azalabilmekte, ilaç maliyetleri düşmekte ve hastanın yaşam kalitesi artmaktadır. Diyaliz hastası, böbrek fonksiyonlarının kaybının ardından özel beslenme
gereksinimleri ile karşı karşıya gelir. Filtrasyon gerçekleşmediği için, diyaliz seansları arasında vücutta su ve atık ürünleri (tuz, potasyum ve azotlu atıklar) birikir.
Diyaliz merkezlerinde diyetisyen bulunması, hastaların diyetlerine en iyi şekilde uymaları ve dengeli beslenmelerini sağlamanın yanı sıra, yemek yeme zevkini yaşamalarını devam etmelerine yardımcı olmaktadır. Diyaliz seansları arasında kilo alımının kontrol altına alınmasıyla etkili ve daha konforlu diyaliz sağlanmaktadır. "


www.sagliktagundem.com sitesinden 20.4.2024 02:40:26 tarihinde yazdırılmıştır.