Cerrahi tedavide trend; “kapalı cerrahi”
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Batırel ve cerrah akademisyenler “kapalı cerrahi” yöntemini anlattılar.
6.9.2013 00:53:48

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, cerrahi tedavide “kapalı cerrahi” dönemine girildiğini söyledi. Prof. Batırel, Marmara Üniversitesi Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı’na ait Academic Hospital’da görevli operatör akademisyenlerle birlikte MÜ Tıp Fakültesi Haydarpaşa Kampüsü’ndeki konferans salonunda düzenlediği toplantıda, açık olarak gerçekleştirilen ameliyatların neredeyse tamamının kapalı yöntemlerle yapıldığını bildirdi.
Bir cerrahın laparoskopi, torakoskopi, endoskopi ile kapalı ameliyat yapabilecek yeterliliğe ve yetkinliğe ulaşması için en az 100 küçük kapalı ameliyat yapması gerektiğini belirten Batırel, genç doktorların kapalı ameliyat konusunda daha yatkın olduğunu söyledi. Çeşit ve sayı açısından kapalı ameliyatların en çok yapıldığı hastanenin Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olduğunu ifade eden Batırel, bunu genç ve dinamik bir kadroya sahip olmalarına bağladı. Hastane genelinde 550 asistan yetiştirdiklerini ifade eden Batırel, hastanede yapılan ameliyat sayısının ortalamanın çok üzerinde olduğunu ve bunun da eğitim verme olanağını arttırdığını belirtti.

GELECEĞİN CERRAHİ YÖNTEMİ KAPALI SİSTEM OLACAK

Kapalı ameliyatların geleceğin cerrahi yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, karın içi organlarının görüntülenmesi prensibine dayanan laparoskopik, endoskopik ve torakoskopik yöntemlerle ameliyat olan hastaların daha hızla evlerine dönebildiklerini ve klasik cerrahiye göre iyileşme süresinin daha kısa olduğunu belirtti. Kapalı yöntemin en az açık yöntem kadar başarılı olduğu ve komplikasyonlar açısından açık yöntemden daha başarılı olduğunu ifade eden Batırel, kapalı yöntemin avantajlarını şöyle sıraladı:
• Hastanın iyileşme sürecini ve hastanede kalış süresini kısaltır
• Cerrahi sırasında olabilecek sorunları azaltır
• Operasyon sonrası ağrıyı azaltır
• Çok küçük kesilerle gerçekleştirilir, bu da yara izini en aza indirir
• Bağışıklık sistemi daha az zarar görür (Özellikle kanser vakalarında)
• Ameliyata bağlı karın içi yapışıklıklar daha az olur
• Enfeksiyon kapma riski azalır
• Başta kanama olmak üzere daha az yan etkiye neden olur
• Normal hayata dönüş süresi kısalır
• Kesilerin küçük olması kozmetik açıdan avantaj sağlar

2012’DE GÖĞÜS CERRAHİSİNDE 300 KAPALI OPERASYON YAPILDI

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, beyinden ürolojiye, ortopediden kadın doğuma, genel cerrahiden kalp-damar cerrahisine kadar bütün branşlarda kapalı ameliyat yöntemlerinin uygulandığını bildirdi. Batırel, 2012 yılında göğüs cerrahisi dalında gerçekleştirilen 900 operasyondan 300’ünün kapalı yöntemlerle yapıldığını belirtti.
Yemek borusu kanserinde, tamamen kapalı ameliyatın ilk kez Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde yapıldığını hatırlatan Batırel, “Yemek borusunun tüm hastalıklarını kapalı ameliyatla tedavi edebiliyoruz. Özellikle yemek borusu kanserinde çok tecrübeliyiz. Hastanemizde ayrıca çoklu hastalık ameliyatını gerçekleştiriyoruz. Aynı hastaya iki farklı kapalı operasyon dünyada bile çok nadir görülen bir durumken biz bunu burada başarıyla uyguluyoruz.” dedi.
Göğüs duvarına delik açılarak yapılan torakoskopi yöntemiyle akciğer kanseri ve iki taraflı akciğer hastalıklarına müdahale ettiklerini belirten Batırel, göğüs cerrahisinde ayrıca mide fıtığı, dev mide fıtığı ve kalp zarı hastalıklarında kapalı operasyon yaptıklarını söyledi.

KAPALI CERRAHİ HANGİ BRANŞLARDA YAYGIN?

Açıklamalarda, Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde, her branştaki operasyonların kapalı yöntemlerle yapılabildiği belirtildi. Toplantısına katılan öğretim üyeleri de kendi branşlarıyla ilgili bilgi verdiler.

Kapalı Operasyona En Uygun Branş, Üroloji
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı ve MÜTF Vakfı Özel Academic Hospital Üroloji Bölümü’nda görev yapan Prof. Dr. Tufan Tarcan, ürolojide vücuttaki doğal kanallar kullanıldığı için kapalı ameliyatların yaygın olarak yapıldığını ve çok başarılı sonuçlar alındığını bildirdi. Gelecek birkaç yılda üroloji branşında açık ameliyatlar çok nadir yapılır hale geleceğini belirten Tarcan, kullandıkları kapalı yöntemleri şöyle sıraladı:
• Sistoüretroskopi: Ürolojinin en temel tanı ve tedavi yöntemidir. Bu yöntemle, dış idrar kanalı (üretra), prostatın çepeçevre sardığı idrar kanalı bölümü ve idrar torbası (mesane) kamera sistemi ile görülebilmektedir.
• TUR mesane tümörü ve prostatektomi: Mesane ve prostat kanserlerinde kullanılmaktadır.
• Üreteroskopi: Böbrek ve mesane arasındaki idrar kanalı (üreter) içerisindeki taşlara veya tümörlere tanı ve tedavi yöntemidir.
• Perkütan nefrolitotomi-litotripsi: Böbreğe ciltten ufak bir yol oluşturularak taş kırılmasıdır.
• RİRC-Fleksible üreteroskopi: Retrograd intrarenal cerrahi ile dış idrar kanalı (üretradan) böbreğe ulaşılmakta ve böbrekteki taşlar lazer ile kırılmaktadır.
• RİRC ile üst üriner sistem tümörü: Retrograd intrarenal cerrahi ile üst üriner sistemdeki tümörlere tanı ve tedavi yapılabilmektedir.
• Laparoskopi-robot yardımlı laparoskopi: Tanısal laparoskopi, laparoskopik nefrektomi, nefroüreterektomi, pyeloplasti, prostatektomi ve sistektomide kullanılmaktadır.
Marmara Üniversitesi Hastanesi Üroloji Kliniği’nde görev yapan Uzman Dr. İlker Tinay da böbrek, böbrek üstü bezi, idrar yolu hastalıkları ve kanserleri, mesane ve prostat kanseri, böbrek taşlarının alınması, doğumsal anomalilerin düzeltilmesi, varikosel, böbrek kistleri ve idrar kaçırma ameliyatlarının yüzde 80 oranında kapalı yapıldığını belirtti. Tınay, Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde 2012 yılında yapılan 1467 ameliyattan yüzde 75’inin laparoskopik ya da endoskopik yöntemlerle gerçekleştirildiğini söyledi.

BÖBREK NAKLİNDE ÇIĞIR AÇAN YÖNTEM LAPAROSKOPİ

Genel Cerrahi Kliniği’nde görev yapan Prof. Dr. Ömer Günal, safra kesesi ve apandisit ameliyatlarıyla başlayan laparoskopi uygulamalarının, artık günümüzde kalın bağırsak kanseri, morbid obezite, mide kanseri, karaciğer ve pankreas ameliyatlarında bile uygulandığını söyledi. Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde, tiroit hastalıklarında tiroit dokusunun tamamının kapalı operasyonla çıkarıldığını belirten Günal, mide, bağırsak ve pankreasın çıkarılması gereken durumlar ile (mide, bağırsak, pankreas kanseri) meme kanseri ameliyatında da laparoskopik yöntemin kullanıldığını bildirdi.
Genel cerrahide asıl önemli gelişmenin böbrek naklinde yaşandığını ifade eden Günal, bu gelişmenin, böbrek naklinde sağlam organın çıkarılmasının ve nakledilmesinin kapalı yöntemle yapılması olduğunu vurguladı. Ömer Günal, organ naklinde kapalı yöntemin ileride karaciğer naklinde de kullanılacağını belirtti.

ERCP YÖNTEMİNİ EN ÇOK KULLANAN HASTANE

Genel Cerrahi Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Asım Cingi de Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde, genel cerrahi branşında son bir yıl içinde yapılan 2550 ameliyattan 300’ünün laparoskopik yöntemle gerçekleştirildiğini bildirdi. Yine son bir yıl içinde 3000 operasyonun da endoskopik yöntemle yapıldığını belirten Cingi, ayrıca gastrointestinal sistemdeki taşların ve tıkanıklıkların ERCP ile teşhis ve tedavi edildiğini söyledi. Türkiye’de ERCP yöntemini en çok kullanan hastanenin Marmara Üniversitesi Hastanesi olduğunu vurgulayan Asım Cingi, ayda 30 ERCP işlemi yaptıklarını ifade etti.

KAPALI YAPILAN OBEZİTE AMELİYATI

Cingi, genel cerrahide endoskopik yöntemin kullanıldığı alanları; safra kesesinin çıkarılması, safra kesesi ve yolları hastalıkları, apandisit, mide ve bağırsak hastalıkları, mide ve bağırsağın çıkarılması, mide kanseri, reflü, fıtık (kasık, göbek ve ameliyat yeri fıtığı), karaciğer ve pankreas hastalıkları, dalak, şişmanlık tedavisi (gastrik by pass, mideye tüp takılması), böbrek ve böbrek üstü bezi ameliyatları ile gastrointestinal sistemdeki kistlerin alınması olarak sıraladı.
Laparoskopik yöntemle bu yıl 65 obezite ameliyatı yaptıklarını belirten Cingi, bu yöntemin obez hastalarda ek olarak görülen şeker ve tansiyon hastalıklarında da yüzde 80 gibi büyük oranda iyileşme sağladığını vurguladı. Cingi, dünyadaki cerrahi uygulamalarla Türkiye’deki uygulamalar arasında fark olmadığını da sözlerine ekledi.

KADIN HASTALIKLARINDA KAPALI YÖNTEM

Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Tevfik Yoldemir de kapalı ameliyatların kadın hastalıklarındaki uygulamalarını anlattı. Jinekolojik operasyonların tamamına yakınının kapalı yöntemle yapılabildiğine dikkati çeken Tevfik Yoldemir, bu operasyonları şu şekilde sıraladı:
“Rahim alınması (histerektomi), miyom çıkartılması (miyomektomi), dış gebelik operasyonları, yumurtalık kistleri operasyonları, endometriozis (rahimiçi tabakanın rahim dışında bulunduğu sancılı adet, kronik karın ağrısı veya ağrılı cinsel birleşme ile bulgu veren) vakaları, rahim sarkmasına yönelik asma operasyonları (sakrokolpopeksi, histerosakropeksi), idrar torbası sarkmasına yönelik onarımlar (paravaginal defekt tamiri), erken evre rahim, yumurtalık ve rahimağzı kanser ameliyatları.”

Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde, kadın hastalıklarında seviye birden, seviye altıya kadar bütün operasyonların kapalı yöntemle başarıyla yapıldığını belirten Yoldemir, endometriozis cerrahisinde yüzde 85, yumurtalık kistlerinin alınmasında yüzde 45, organ sarkmasında yüzde 35 ve miyom çıkartılmasında yüzde 11 oranına ulaştıklarını söyledi.

ÇOCUKLARDA KAPALI OPERASYON

Çocuk Cerrahisi Kliniği’nde görev yapan Prof. Dr. Gürsu Kıyan çocuklara uygulanan kapalı operasyonlar hakkında bilgi verdi. Çocukların, erişkinlerin minyatürü olmadığını, psikolojileri, fizyolojileri, metabolizmaları ve tedavideki önceliklerinin erişkinlere göre farklı olduğunu belirten Kıyan, bu nedenle çocukların cerrahi hastalıklarının yaşlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çocuk cerrahisinde (pediatrik cerrahi), 0-18 yaş arası çocukların kalp ve beyin dışındaki cerrahi hastalıklarının tanı, tedavi ve takiplerinin yapıldığını ifade eden Kıyan, ameliyat olmanın çocuklarda yarattığı acı ve korku hissinin erişkinlere oranla daha fazla olması nedeniyle kapalı operasyonların büyük önem taşıdığını vurguladı. Pediatrik cerrahide yapılan açık operasyonların tamamının kapalı yapılabildiğini ve Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde 3’te bir oranında kapalı yöntemleri kullandıklarını belirten Kıyan, bu operasyonları şöyle açıkladı:
“Akciğer ve göğüs duvarı hastalıkları (akciğerin yapısal anomalileri, akciğer kistleri, göğüs kemiğinde çöküklük ya da sivrilik, doğumsal diyafram fıtığı), üst ve alt gastrointestinal sistem hastalıkları (mide kanaması, ülser, reflü, mideden yabancı cisim çıkarma), kasık bölgesi hastalıkları (testisin torbada olmaması, fıtık, kasıkta kist, yumurtalıklarda taş ve kist olması), idrar yolları ve idrar torbası hastalıkları (böbrek kistleri, yapısal anomaliler, idrar kanalı darlığı ve tıkanıklığı, idrar yollarında taş), genital bölge hastalıkları (genital yapıda belirsizlik, vajenin açık olmadığı durumlar, genital yapışıklık), karaciğer, dalak ve safra yolları hastalıkları (safra yolu tıkanıklıkları, karaciğer ve dalak kistleri, safra kesesi taşları, dalak büyümesi), yemek borusundan ve solunum yolundan yabancı cisim çıkarma.”


www.sagliktagundem.com sitesinden 29.3.2024 18:34:24 tarihinde yazdırılmıştır.