Antalya Belek’te yapılmakta olan 11. Ulusal Romatoloji Kongresi’ndeki basın toplantısında konuşan Romatoloji Eğitim ve Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Yazıcı, performansa dayalı çalışmanın devlet hastanelerinde bıçak parasını ortadan kaldırmadığını belirterek “değil ortadan kalkmak bıçak parası satır parasına dönüşebilir” dedi.
Sağlıktaki politikaların bilimselliği gölgelediğine işaret eden Yazıcı, Sağlık Bakanını kamuoyu önünde sorunları tartışmaya çağırarak, olup bitenlerin toplum önünde açık açık konuşulması gerektiğini belirtti.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM, OY AMAÇLIYDI
Tam gün ve performansa dayalı uygulamaları eleştiren Prof. Hasan Yazıcı, “ülke ekonomisi olarak 17’nci sırada diye övünüyoruz. Üniversiteler sıralamasında İstanbul Üniversitesi 420’nci sırada yer aldı diye seviniyoruz” diye konuştu.
En önemli şikayet konularından biri olan bıçak parasının satır parasına dönüşme tehlikesinin doktorların az ahlaklı olmasından kaynaklanmadığını vurgulayan Prof. Yazıcı, “Doktorlar; bu ülkenin en az milletvekilleri kadar ahlaklıdır. Ahlak genel anlamda toplumun her kesiminde aynı. Ama uygulamalarda ciddi sorun var” dedi.
Prof. Dr. Hasan Yazıcı, sağlık uygulamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Sağlıkta dönüşüm olarak oluşturulan sistem, oy toplamaya dönük bir uygulamaydı. Nitekim hastaların hastaneye sık itmesi rahat ilaç yazdırması, sorunu çözmedi. Bu hizmetler, toplumun sağlıklı olduğu var sayılan yüzde 80’ine veriliyor. Bunun yanında lenfoma gibi, lösemi gibi, ciddi takip edilmesi gereken hastalıklar ve hastalar bu hizmet zincirinde kendilerine yer bulamıyorlar. Bu hasatlara özel hastaneler bakmıyor. Bu hastalara sık sık eleştirilen üniversiteler bakıyor. Sistemde sağlığa ayrılan pay, ilaç endüstrisine gidiyor.”
BİLİMSELLİKTEKİ YERİMİZ
Prof. Yazıcı, sağlıkta ciddi yanlışlar yapıldığına değinerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sağlık bakanı, aşılama oranını artırdık diyor. Bu tablo, sözünü ettiğim sorunları çözmüyor. Türkiye bilimsel yayın artışında Çin’in geçti deniliyor. Bu trajik bir durumdur. Çin, bilimsel yayınlarda sorunlu bir ülke olarak görülüyor. Bilimsel aşırmalar ve niteliksiz yayınların ön planda olduğu tartışmaları var. Ne yazık ki, Türkiye’de de bilimsel yayanlarda ciddi bir kalite düşüklüğü var. Profesör sayısının artmasında da dünyada en geri sıralardaki ülkelerden biriyiz. Bu sorun AKP öncesinde de var olan bir sorun.”
SORUNLAR AÇIKÇA TARTIŞILMALI
Tam gün yasasının bilim ananında getirdiği sıkıntılara değinen Prof. Yazıcı şöyle konuştu:
“Tam gün ciddi bir sorun. Bütün bilim insanları ocak ayını bekliyor. YÖK tam günle ilgili ne yapacağını açıklamadı. Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararını bekliyorlar. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kapılarında doktorların muayenehaneye gidip gitmediğini kontrol eden adamlar türedi. Bir yandan performans rekabet getirdi diyorlar. Yalan. Performans rekabeti öldürdü. Bu ülkede muazzam merkeziyetçi ve otoriter bir yapı oluştu. Sağlık bakanı bu sorunları bizimle kamuoyu önünde açıkça tartışabilmeli. Unutulmamalı ki, Ocak aylından sonra yalnız hekimler değil, hukukçular için, iktisatçılar için de tam gün geliyor. Herkes bizi, hekimleri konuşuyor. Kimse durumun farkında değil.”
PEKİ ÇARE NE?
Profesör Dr. Hasan Yazıcı, yapılanma girişimlerinde açık davranılmasının önemine işaret ederek sorunların çözümüne ilişkin şu ifadeyi kullandı:
“Bu sorunlar nasıl çözülür, dersek; çözüm dürüstçe tartışmaktır. Toplum önünde tartışalım. Albert Camus’nun dediği gibi, vebanın tek çaresi var; dürüstlük.”