Aspirin yüksek riskli hastaya yararlı
Herhangi bir damar hastalığı olmayan kişilerde aspirinin koruyucu etkisi olmadığı aksine, beyin ve sindirim sistemi kanamasına neden olabileceği belirtiliyor.
10.5.2016 14:32:56

Yüksek risk taşımayan hastalara artık aspirin önerilmiyor. Doktor tavsiyesi olmadan kullanılan aspirin de beyin kanamasına ve sindirim sistemi kanamasına yol açabiliyor.

24th International Congress on Thrombosis (24. Uluslararası Tromboz Kongresi), 4-7 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi.Kongrede konuşan European and Mediterranean League against Thromboembolic Diseases (Tromboz  Hastalıklarına Karşı Akdeniz ve Avrupa Birliği) Başkanı Prof. Dr. Lina Badimon, güncel bir konu olan Aspirin kullanımının kardiyovasküler hastalıklarda doğru kullanımı hakkında önemli bilgiler verdi:

“Primer koruma dediğimiz, yani daha önce herhangi bir damar hastalığı olmayan grupta Aspirin kullanımının bir faydası olmadığı, yapılan birçok çalışmada gösterilmiştir. Ancak yüksek riskli hasta grubu varsa, kontrolsüz şeker hastalığında belki faydalı ama herhangi bir rahatsızlık geçirmemiş kişilerde faydası yoktur. Eğer bir hasta kardiyovasküler bir hastalık geçirmişse, bir damar tıkanıklığı geçirmişse mutlaka düşük doz Aspirin almalı ve beraberinde 1 ya da 2 yıl süreyle diğer antitrombosit ilaç dediğimiz tromboziti etkileyen ilaçları da almalı diye öneriyoruz. Doktor tavsiyesi olmadan, Aspirin kullanılmamalı. Çünkü Aspirin’in en önemli komplikasyonlarından birisi de kanamadır. Bu da özellikle sindirim sistemi kanaması ve merkezi sinir sistem kanamalarına(beyin kanaması) sebep olabilmektedir”

Kongre Başkanı  Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir ise Tromboz’un dünyada en sık görülen 3 ölümcül kalp-damar hastalıklarının (Kalp krizi, inme-felç ve venöz tromboembolizm) ortak mekanizmasında ve bu hastalıkların oluşumunda yer alan sessiz bir klinik tablo olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Tromboz, arter veya venler içinde ölümcül potansiyele sahip kan pıhtılarının oluşumudur. Bir pıhtı oluştuktan sonra, normal kan akışını yavaşlatıp engelleyebilir ve hatta kopup bir organa ulaşabilir. Dolaşıma geçen pıhtıya emboli denir. Venlerde oluşan bu pıhtıya Venöz Tromboz denir ve  Venöz Trombolizme  (VTE) neden olan iki tip kan pıhtısı bulunur. Genellikle bacakta olan ve derin vende oluşan pıhtıya Derin Ven Trombozu(DVT) denir. Bu pıhtı kopup akciğerlere geçecek olursa, bu duruma da Pulmoner Emboli (PE) denir. DVT ve PE birlikte, VTE olarak bilinir ve VTE tehlikeli ve potansiyel olarak ölümcüldür. VTE dünyada ölüm ve sakatlığın önde gelen nedenleri arasında yer almaktadır. Risk faktörleri incelendiğinde  her yaştan, cinsten, ırktan ve etnik kökenden insanların etkilendiği  görülmektedir. Belli başlı risk faktörleri arasında güçlü risk olarak uzun bir süre hastanede olmak, ameliyat -özellikle kalça, diz ve kanserle ilişkili cerrahi-, uzun süre hareketsiz kalma -yatak istirahati nedeniyle ya da uzun süreli seyahatler- yer almaktadır. Yapılan kapsamlı bir bilimsel incelemede düşük, orta ve yüksek gelirli ülkeler arasında yılda 10 milyon  VTE vakası meydana geldiğini belirlenmiştir."


www.sagliktagundem.com sitesinden 30.4.2024 13:53:40 tarihinde yazdırılmıştır.