14 Kasım Dünya Diyabet Günü
Verilere göre, Türkiye’de diyabetin artış hızı % 6,7; bu, diyabetli popülasyonun 10-11 yılda ikiye katlanması anlamına geliyor. Diyabet, ölüme neden olan ilk 10 hastalık arasında 8. sırada yer alıyor.
13.11.2010 17:29:24

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, diyabet her yıl küresel ölçekte gerçekleşen tüm ölümlerin % 5’inin nedenini oluşturuyor. Veriler, diyabeti olan insanların % 80’inin düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşadıklarını ve bunların büyük çoğunluğunun yaşlı (65+) değil, orta yaş (45-64) grubundakiler olduğunu gösteriyor. DSÖ tahminlerine göre, acil önlemler alınmazsa önümüzdeki 10 yıl içinde diyabet kaynaklı ölümlerin yüzde 50 oranında artması bekleniyor.
Diyabetin yükselen tehdit olmasının önlenmesinde tüm insanların bu alanda bilgilendirilmelerinin büyük önem taşıdığı belirtiliyor. Farkındalık oluşturulması bakımından Dünya Diyabet Günü dünyadaki en önemli etkinlik olarak kabul ediliyor.
14 Kasım Dünya Diyabet Gününde 160 ülkede bu konuda resmi ve özel kurumların işbirliğiyle etkinlikler düzenleniyor.
Bu kapsamda düzenlenen etkinliklerde her yıl diyabetle ilgili bir tema üzerinde çalışmalar yapılıyor. İçinde bulunduğumuz yılı da kapsayan beş yıllık dönemin (2009 – 2013) ana konusunu “Diyabet Eğitimi ve Diyabetin Önlenmesi” oluşturuyor.

TÜRKİYE’DE DİYABET
Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Araştırma Projesi (TURDEP I) verilerine göre ülkemizin erişkin toplumunda diyabet % 7,2 (kadınlarda % 8, erkeklerde % 6,2); bozulmuş glukoz toleransı ise % 6,7 sıklıkta görülüyor. Aynı araştırma verileri, ülkemizde hipertansiyon sıklığının % 30, obezite sıklığının ise % 22 olduğunu gösteriyor.
TURDEP-II çalışmasının ön raporuna göre Türk toplumunda erişkinler arasında diyabet sıklığı %13'e ulaşıyor.
Sağlık Bakanlığınca yayınlanan bilgilere göre, daha önceki çalışmanın aksine kentselde diyabet oranı biraz daha yüksek olmakla birlikte, TURDEP-II çalışmasına göre kentsel ve kırsal diyabet sıklığı arasında çok anlamlı bir fark bulunmuyor. Bilinen diyabet ve yeni diyabet oranları birbirine yakındır (%45 ve %55).
Diyabet sıklığı erkeklerde kadınlardan hafifçe daha düşük olup kadın ve erkekler arasında çok anlamlı bir fark görülmüyor.
TEKHARF Çalışmasının 1997/98 taramasından 2004/05 yıllarına kadar izlenen kohortuna dair 2009’da yayınlanan verilerine göre, Türkiye’de 35 yaş üstü nüfusta diyabet prevalansı % 11, 3 olarak tahmin ediliyor. Bu da 3,3 milyon kişiyi ifade ediyor.
TEKHARF Çalışması 2009’a göre ülkemizde diyabetin artış hızı % 6,7 olup bu, diyabetli popülasyonun 10-11 yılda ikiye katlanması anlamına geliyor.
Ulusal Hastalık Yükü çalışmasının mortalite verilerine göre diyabet, Türkiye’de ulusal düzeyde ölüme neden olan ilk 10 hastalık arasında % 2,2 ile 8. sırada yer alıyor; cinsiyetlere göre bakıldığında ise erkeklerde 11., kadınlarda ise 7. sırada ölüm sebebi olduğu görülüyor.
Ülkemizde önemli boyutta hastalık yükü oluşturan bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında diyabet önemli bir yer tutuyor ve bunun yakın gelecekte artması bekleniyor.

DİYABET KONTROL PROGRAMI
Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de diyabet konusunda yürütülen çalışmalarla ilgili şu bilgileri veriyor:
“Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi ve Uluslararası Diyabet Federasyonunun girişimi ile geliştirilen ve 1989 yılında ilan edilen ‘St.Vincent Bildirisi’ bölgemiz için bir diyabet stratejisi belirlemiş ve bu bildiri ülkemiz adına 1992 yılında imzalanmıştır. 1994 yılında Bakanlığımız önderliğinde ‘Ulusal Diyabet Programı’ adı ile geliştirilen program uygulamaya konmuş, bu kapsamda diyabet poliklinikleri/merkezleri oluşturulup yaygınlaştırılmıştır. St.Vincent Bildirisinin 10. yıldönümüne denk düşen Beşinci Toplantısı 1999 yılında Bakanlığımız ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenmiş ve neticesinde ‘İstanbul Bildirisi’ yayınlanmıştır. Bu süreç 2003 yılında revize edilmiş ve ‘Ulusal Diyabet-Obezite-Hipertansiyon Kontrol Programı’ olarak düzenlenmiştir.”
2009 yılından itibaren DSÖ planları paralelinde “Türkiye Diyabet Kontrol Programı” adı altında resmi bir strateji oluşturuldu. Bu stratejiye dayalı plan çerçevesinde Türkiye’de diyabet çalışmalarının 5 ana başlık altında toplandığı belirtiliyor:
1. Diyabetin önlenmesi
2. Diyabetin ve komplikasyonlarının etkin tedavisi
3. Diyabetik yaşam kalitesinin yükseltilmesi
4. Çocukluk çağı diyabetinin kontrolü
5. Diyabet yönetimine destek sağlanan alanlarda güçlendirme

DİYABET RİSKİNİZ VAR MI?

Diyabet riskiniz olup olmadığını Mavi Halka Testi ile belirleyebilirsiniz.
Şu soruları yanıtlayarak testinizi yapın:
• Şişmansanız; bel çevreniz (erkeklerde 94 cm kadınlarda 80 cm’in üzerinde ise,
• Hareketsizseniz; her gün an az 30 dk. Fizik aktivite -yürüyüş, yüzme, bisiklete binme gibi aktiviteler yapmıyorsanız,
• Glikoz toleransı veya açlık glikoz bozukluğunuz varsa,
• Sağlıksız beslenme; katı yağlardan ve şekerden zengin besleniyorsanız,
• 40 yaşın üzerinde iseniz,
• Yüksek tansiyon ve kolesterolünüz varsa,
• Yakın akrabalarda (anne-baba-kardeşler) şeker hastalığı varsa,
• Hamilelikte diyabet çıkması veya 4 kg ve üzerinde bebek doğurduysanız
risk altındasınız.


www.sagliktagundem.com sitesinden 19.4.2024 14:48:01 tarihinde yazdırılmıştır.