Türkiye’de gücün evrildiği noktada artık bir parmak sallama yarışı yaşanıyor. Gücü elinde tutanla zayıf arasında akıllara zarar bir gösteri başlıyor. Gücü elinde tutanın gözleri kısılıyor, omuzlar geriliyor, “Sen kimsin, benim dediğim olur” diye çatal çatal olmuş bir sesle haykırırken zayıf olana parmak sallıyor! Daha açıkçası parmak sallamak liderlerin toplumları, kraldan çok kralcıların da çevresindekileri terbiye etme yöntemi haline gelmiş görünüyor. Halkın oyunu alarak halk için göreve gelmiş yöneticiler her parmak salladıklarında halktan biraz daha uzaklaştıklarını farkına varmıyor. Hak ya da hasta odaklı bakış açısından uzaklaşıldıkça sağlık alanında da bunun yüzlerce örneğini görüyoruz. Sağlık Bakanlığı özlük hakları için mücadele eden, yürüyüş yapan sağlık çalışanları hakkında soruşturma başlatıyor, Gezi’de yaralananları tedavi eden doktorlar hakkında dava açıyor, meslekten men etmeye kadar gidecek bir baskı sürdürülüyor. Nöbet tutmaya itiraz eden aile hekimlerine bazı il halk sağlığı müdürleri parmak sallıyor, tehdit edebiliyor. Yerel otoriteler de örneğin çevre kirliliğinin bebeklere nasıl zarar verdiğini ortaya koyan bilim insanlarına “işten attırmaya çalışmak” dahil, “dünyanın kaç bucak” olduğunu gösterecek zincirleme eylemlere girişebiliyor. Tabii ki bunlarla sınırlı değil yaşananlar. Örneğin Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ne de yıllardır parmak sallanıyor. Kısa adı KASDER olan derneğin Yeşilköy’deki binası her yıl tahliye edilmek isteniyor. Hastalık nedeniyle özürlü hale gelen hastalar kendilerini dernek binası önüne zincirliyor. Araya değişik yetkililer giriyor. Sorun çözülüyor. Aynı sorun bu yıl da tekrarlandı. İBB Başkanı Kadir Topbaş ile görüşülerek tahliye kararı engellendi. 1978 yılında kurulan dernek Türkiye’nin kamu yararına çalışan tek kas hastalıkları derneği. Bünyesinde fizik tedavi ünitesi barındıran, kas hastalarına yönelik parasız, özel fizik tedavi hizmeti veren tek yer özelliğini taşıyor. Meslek edindirme kursları düzenliyor. Devletten de destek almıyor. Derneğin ve hastaların İBB’den talepleri; derneği kiracısı olduğu arsadan çıkarılma girişimlerinin durdurulması, arsanın bedelsiz olarak Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ne verilmesi. Açılan davaların geri alınması. Olmaz mı? Niye olmasın? Özürlülerin yaşamda var olmalarını sağlamak için birçok proje yapan İBB'nin Başkanı Kadir Topbaş niye kas hastalarına karşı girişimlerle medyada sürekli haber olmayı istesin ki?