Sağlığınızı bozan ne varsa yazabilirsiniz...
GÖRÜŞLER için İletişim formunu doldurunuz.

29 Mart 2024 Cuma
01:34
HAVA
DURUMU

 

YAZARLAR
  
SELECT m.ADI, m.SAYFAADI, m.ID FROM  tHABERMENU AS hm INNER JOIN tMENU AS m ON hm.MENUID = m.ID WHERE  (hm.HABERID = 5090) AND (m.USTID = 50)
Sibel Güneş
Sağlıkçılara şiddeti kim önleyecek?
Peki savunma sporları konusunda eğitilmeden fakültelerden mezun edilen sağlık çalışanlarının derdine kim çare olacak?
21.1.2015 17:00:07
Türkiye’de yalnız kadınların değil biliyorsunuz bir de sağlık çalışanlarının şiddet sorunu var. Birçok tabip odasının telefonu “Hekimseniz ve şiddete uğradıysanız, .. numarayı tuşlayın” diye açılıyor. Hekim meslek örgütlerinin ve sendikaların yaptığı tüm anket çalışmalarında sağlıkçılara yönelik şiddet artış gösteriyor. Yapılan araştırmalar sağlık kurumunda çalışmanın diğer işyerlerine göre şiddete uğrama yönünden 16 kat daha riskli olduğunu gösteriyor. Bunun konunun taraflarına göre değişen birçok nedeni var. Genel olarak toplumun bütününde şiddet olaylarında artış olduğu, kanunlardaki yaptırımların yetersizliği, sağlık hizmetinden beklentinin aşırı yüksek olduğu neden olarak gösteriliyor. Sağlık kurumlarında kapasite azlığı, sağlık çalışanlarının sayısal yetersizliği de sorunu büyütür görünüyor. Biliyorsunuz şiddetin tırmandığı yerlerin başında acil servisler geliyor. Hastanelerin yoğunluğundan, katkı paylarındaki artıştan, halkımızın pratik çözüm üretme becerisinden sağlık hizmetlerinin neredeyse yarısı gece acil servislerinde veriliyor. Üstelik acile giden halkın yüzde 70’i triaj yani acil sınıflandırmasının farkında değil. Kolu kesilen, parmağı kopan, trafik kazası geçiren hastayla, grip olan, taş düşüren aynı acilin kapısından giriyor ve hepsi önce kendisine bakılmasını istiyor. Sonuçta acil servisler hasta yakınlarının “benim hastama bakmadı, öncelik tanımadı” diyen hasta yakınlarının sağlık personeli üzerinde yarattığı terör nedeniyle şiddetin en sık yaşandığı yerler haline geliyor. Sonuç mu? Hizmet aksıyor, çalışanlar mesleğine küsüyor, “ben bunun için mi sağlık sektörünü seçtim?” sorgulaması yapılıyor. “Sağlık Bakanlığı bu arada ne yapıyor?” sorusu aklınıza gelebilir. Tabii ki, şiddete uğrayan personele avukat desteği veriliyor, 113 Alo şiddet hattından bilgilendirme yapılıyor. Gerekirse psikolog desteği sağlanıyor. Ama ne kadar derde derman oluyor? Bu gerçekten tartışılır. Sorunun temelinde Türkiye’de sağlık sisteminde sevk zincirinin işlememesi yatıyor. Türk insanı haklı olarak sağlık hizmetini en kısa sürede, en yeterli yerde almak istiyor. Bu da aile hekimi yerine en basit sorunun bile hastanede çözülmek istenmesiyle sonuçlanıyor. Ancak 22 bin aile hekimiyle 80 milyonun sağlık sorunun yüzde 80’inin birinci basamakta elenmesi de mümkün görünmüyor. İktidar da bunun fazlasıyla farkında. Sevk zinciri iktidarın oyunda düşüşe neden olacak kadar riskli bir tercih. Geçmişte ne zaman bu konu gündeme gelse dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a vatandaş şikayeti artar ve hemen geri adım atılırdı. Şimdiler de “sevk zinciri” uygulamasından yine söz ediliyor. Ama SGK hemen açıklama yaparak “böyle bir uygulama yok” mesajını veriyor. Nedeni çok basit. Seçim yakın, vatandaşı yoracak, üzecek uygulamalardan kaçınılması gerekiyor. Peki savunma sporları konusunda eğitilmeden fakültelerden mezun edilen sağlık çalışanlarının derdine kim çare olacak? Çünkü bu sorun avukat, psikolog desteğiyle çözülecek gibi görünmüyor. Sağlık çalışanının yalnızlığını ortadan kaldıracak etkin bir mücadele yöntemi gerekiyor. Kimse “bu uzun zaman alır” demesin. Bu konuda atılacak etkin adımlar, hem vatandaşın hem de sağlık çalışanının memnuniyetini kesinle artıracak ve sonuçları yine oylara yansıyacak.
Bu haber 1168 kere okundu.
    
Bu Habere Oy Ver :
Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Anket | Künye | RSS | Reklam

Copyright © 2009 Sağlıkta Gündem