Genellikle “kötü” beslenmeyle oluşan obezite dünya genelinde ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Obezite ülkemizde de önde gelen sağlık sorunları arasında sayılıyor.

Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Eriş, giderek artan boyutta bir tehdit oluşturan obezite konusunda bilgi verdi.

SORUN SADECE ESTETİK DEĞİL

“Obezite yalnızca kozmetik bir problem olarak görülmemelidir. Aşırı kilo ve obezite tip 2 diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler  hastalık, eklem iltihaplanması ve bozuklukları, karaciğer yağlanmasına bağlı hepatit ve siroza gidiş, kolesistolitiazis, uyku-apne sendromu ve birçok kanserin artmış riskiyle ilişkilendirilmektedir. Kilo artışı ile birlikte yaşam kalitesi bozulur ve yaşam beklentisi azalır. Kilo ile ilişkili ölümlerin artışı Avrupa’da ciddi bir halk sağlığı sorunu olup, ölümlerin %7,7’si aşırı kilo ile ilişkilidir.”

KİMLER OBEZİTE GRUBUNA GİRER

“Obeziteyi ölçmek ve standardize etmek için birçok parametre kullanılmaktadır. VKİ (Vucut Kitle İndeksi) bunların en başında geliyor. Obezitenin sınıflamasında en sık kullanılan ölçüm olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kişi VKİ 30 ve üzerinde ise obez, 40 ve üzerinde ise morbid obez (hastalığa sebep olan obezite) sınıfına girer.”

KİMLERE OBEZİTE CERRAHİSİ UYGULANABİLİR?

Obezitenin tedavisinde cerrahi yöntemleri özellikle defalaca  diyet ve spor  yapmış ancak istenen şekilde kilo verememiş veya istenen kiloya inip bu kiloyu koruyamamış hastalarımıza tavsiye etmekteyiz.

Ayrıca vücut kitle indexi  35-40 arasında olup  Tip 2 diabet , Hipertansiyon, Hiperlipidemi ve ileri düzey karaciğer yağlanması gibi metabolik problemlerin eşlik ettiği hastalar ile vücut kitle indexi 40 üzerinde olan tüm hastalara tavsiye ediyoruz.

OBEZİTE CERRAHİSİNİN FAYDALARI

“Obezite cerrahisinin amacı tatmin edici ve kalıcı kilo kaybı sağlamaktır. Aslında kilo kaybı, obezite cerrahisinin sonuçlarından yalnızca biridir. Diğer faydalı etkileri hiperglisemi, hiperlipidemi, kan basıncı ve uyku-apne sendromunun düzelmesi ve yaşam kalitesinde artıştır.

Tüm bu faydalı etkiler nedeniyle 'obezite ve metabolik cerrahi' terimi giderek daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Obezite cerrahisi birincil olarak kilo alımını azaltmak ve kilonun yeniden alımına neden olan fizyolojik değişiklikleri düzenlemek yoluyla enerji dengesini değiştirerek kiloyu azaltmayı ve kilo kaybını korumayı amaçlar.

Ayrıca bazı cerrahi girişimlerden sonra birtakım hormonal ve nörolojik değişiklikler ile ilişkili olarak kilo kaybından bağımsız metabolik faydalar da sağlanabilir.

Örneğin diyabetik hastalarda gastrik by-pass cerrahisi sonrası henüz belirgin kilo kaybı sağlanmayan günler içinde kan şekeri düzeylerinde hızlı ve sürekli bir düzelme elde edilebilir.

Günümüzde birçok obezite cerrahi tekniği uygulanmaktadır. Bu prosedürler mide kapasitesini azaltıcı yani kısıtlayıcı, gıdaların emilimini azaltıcı yani malabsoptif  ve hormonal değişikliklerin kombinasyonu yoluyla kilo kaybına neden olurlar.”